Hayat; acısı, tatlısı, mutluluğu, mutsuzluğu, hüznü, sevinci ile koca bir buket çiçek gibidir. Bu çiçeği nasıl besleyeceğimiz, daha uzun soluklu nasıl canlı tutacağımız ve yaşatacağımızın reçetesi de kendi elimizdedir. Bunun önemli kaynaklarından biri ise ‘şefkattir’. Yaptığınız işin en iyisi olabilirsiniz, mükemmel bir ebeveyn olabilirsiniz, arkadaşlarınız, dostlarınız tarafından dört dörtlük tarif edilebilirsiniz fakat şefkatli değilseniz size atfedilen bu sıfatlar bir anlamıyla yarım kalır. Şefkatle uzanan elleriniz ya da şefkatle size uzanan ellerdir insanı yaşamda mutlu ve huzurlu hissettiren. İyi hissetmediğiniz bir anda içten, samimi ve sıcak bir “Nasılsın?”, “Senin için yapabileceğim bir şey var mı?” sorularıdır hepimize iyi gelen.
Şefkat, sıkıntıyı rahatlatmaya çalışma arzusu ve kararlılığıyla sıkıntıya karşı duyarlı olmaktır. Aynı zamanda kişinin kendisinin ve başkalarının geliştiğini görme arzusuna açık olması ve bu gelişmeden sevinç duymasıdır. Şefkat ve sıcaklık sadece sıkıntıya odaklanmak değil kendinden hoşnut bir sevinç hali yaratma kararlılığıdır aynı zamanda. Şefkati basit ve temel nezaket, açıklık ve cömertlik gibi farklı şekillerde görebiliriz. Bununla birlikte şefkatin bilgelikle, güçle, sıcaklıkla ve yargılayıcı olmayan tavırlarla bağlantılı olduğunu da söyleyebiliriz.
Şefkatin Bileşenleri Nedir?
Şefkat iyi ve anlayışlı olmayı, düşüncelerimizi sıcak ve samimi şekilde eğitmeyi aynı zamanda karşımızdakinin duygusuna eşlik edebilmeyi gerektirir. Şefkatin bileşenleri; temel özellikler, nitelikler ve beceriler şeklinde ayrılabilir.
- Şefkatin ilk özelliği ve niteliği, şefkatli olmaya çalışmaya karar vermektir. Başka bir deyişle daha şefkatli olmayı denemek, denemeyi istemek, bunu arzu edilen bir şey olarak görmektir.
- İkincisi zihnimizi duygu ve düşüncelerimize karşı duyarlı olmak için eğitmektir. Acımıza, üzüntümüze, isteklerimize ve gerçek ihtiyaçlarımıza karşı tamamen duyarsızsak kendimize karşı şefkatli olmamız zorlaşır.
- Üçüncüsü, duygusal olarak kendimizin ve başkalarının üzüntüsüne karşı duyarlı olmaktır. Bu, üzüntüden duygusal olarak etkilendiğiniz ve sempati gösterdiğiniz anlamına gelir. Sempati kendimizin ve başkalarının durumuna ve duygularına gösterdiğimiz duygusal bir tepkidir. Sempati aynı zamanda duygulandığımız ve başkalarının iyi ve refahta olmasına sevindiğimiz zaman da ortaya çıkabilir.
- Dördüncüsü duygulara açık olabilmek ve onları hoş görebilmektir. Bazen duygularımızı eleştiririz ve onlardan kaçmaya, saklanmaya veya onları bastırmaya çalışırız. Şefkatli olduğumuz zaman duygularımıza karşı açık olmayı, onlara hoşgörü göstermeyi ve onları kabullenmeyi öğrenebiliriz.
- Beşincisi ise empatidir. Bu duygu ve düşüncelerimizi nasıl anladığımız ve onlar hakkında ne düşündüğümüzle ilgilidir. Hissettiklerimizi neden hissettiğimizi veya düşündüklerimizi neden düşündüğümüzü bilmek isteyerek bu süreçte açık yürekli, meraklı ve araştırmacı oluruz. Başkalarına empati duyduğumuz zaman onların açısından da düşünmeye ve bizden farklı düşünebileceklerini, hissedebileceklerini anlamaya çalışırız. Örneğin, biri sizi incittiğinde onun büyük bir stres altında olduğunu fark ederseniz onu bağışlar ve bunu üstünüze almazsınız, nazikçe empati gösterirsiniz.
- Altıncısı ise, şefkatin vazgeçme, kınamama ve yargılamama özelliğidir. Olumsuz düşünen zihin kendisine ve başkalarına yönelik kınamalarla dolu olabilir. Bundan vazgeçmek için duygu ve düşüncelerimizin farkında olmalıyız.
Şefkat becerilerini düşündüğümüzdeyse, önemli becerilerden birinin olumsuz bir şey olduğunda ya da kendinizden memnun olmadığınızda dikkatinizi yararlı bir şeye yöneltmek olduğunu söyleyebiliriz. Bir diğer beceri, şefkatli düşünme ve muhakemedir. Zihnimizi; kendimiz, ilişkilerimiz ve durumlar hakkında şefkatli ve yararlı bir şekilde düşünmeye ve muhakeme etmeye odaklamak için eğitmeliyiz. “Bu sorun, durum veya zorluk hakkında nasıl yararlı bir şekilde düşünebilirim?” diye sormak için bilinçli bir çaba göstermeliyiz. Sonraki beceri ise, şefkatli davranmanın size nasıl yararlı olacağını, çektiğiniz acılar ve zorluklar konusunda size nasıl yardım edeceğini ve hayat yolculuğunuzda ilerlemenizi nasıl sağlayacağınızı öğrenmektir. Bazen şefkatli davranmak kendinize karşı iyi olmak, bir tatile, başkalarından destek görmeye ve sadece kendinize nazik davranmaya ihtiyacınız olduğunu fark etmektir. Son olarak, geliştirilmesi gereken önemli bir beceri de, bahsettiğimiz bütün bu süreci bir sıcaklık ve nezaket duygusuyla gerçekleştirmektir. Bazı insanlar başkalarına karşı nezaket hissedebildiklerini fakat bunu kendilerine karşı hissedemediklerini söylüyorlar. Kendinize karşı şefkatli olabildiğinizde başkalarına da şefkati yayabilirsiniz.
Şefkatli Olmak
Şefkatli olmak, hem kendine hem de başkalarına karşı şefkati gösterebilmeyi aynı zamanda başkalarından gelen şefkati kabullenebilmeyi içerir. Zihnimiz başka insanlara karşı nazik düşünce ve dileklerle dolu olduğu zaman hissettiklerimize odaklanırız ve hissettiklerimizi verebiliriz. Eğer başkalarına karşı şefkatli olmaya çalışırsak bunun beyinde depresyon ve kaygı ile savaşmaya yardım eden önemli alanları uyardığına dair gittikçe artan kanıtlar bulunmaktadır. Şefkatli benlik diğer insanların ne düşündüğü hakkında kaygılanmaz. Başkalarının nezaketine açık olduğumuzda ise beynimizin diğer insanların nezaketine yanıt veren bölgeleri uyarılır. Şefkatli bir zihne sahip olan kişi;
- Acı çekenlere ve canı yananlara karşı empati ve yakınlık duyar,
- İnsanların potansiyellerine ulaşmalarına yardım eder,
- Kendisinin ve başkalarının neye ihtiyacı olduğunu dinlemekle, sağaltmakla ve desteklemekle ilgilenir,
- Sorunları iyi ve dostça bir tavırla dinler ve inceler,
- Evrimin bize vermiş olduğu bu zihin ve beyinle bir insan olmanın ne kadar zor olduğunu anlayarak çabuk bağışlar,
- Saldırmamak fakat sağaltma, onarma ve yeniden birleşme arayışında olur,
- Hayatın acı verici olabileceğini ve hepimizin kusurlu varlıklar olduğunu görür,
- Zihni sıcak duygularla doldurur,
- Hayattaki zorluklarla -göğüs germekten korktuğumuz fakat yaşantımızı ve büyüme ve gelişme yeteneğimizi engelleyebilen şeylerle- yüzleşme cesareti gösterir.
Kendinize Nasıl Şefkatli Davranabilirsiniz?
Bazen kendimizi başkalarıyla hoş olmayacak şekilde kıyasladığımız zamanlar olur. Bunun önüne geçemiyor olsak bile, bu kıyaslamayı yaparken bazı şeylere özen göstermek kendimize karşı daha şefkatli olmamızı sağlar. Örneğin; kendinizi başkalarıyla karşılaştırdığınızda size en çok benzeyen kişiyi seçmeye dikkat edin. Bu karşılaştırmayı yapmanızın nedenlerini düşünün. Eğer karşılaştırma yaparsanız ve moraliniz bozulursa kendinize haksızlık etmeyin. Her zaman bazı şeyleri daha iyi yapan ve daha çok şeye sahip olan insanlar olduğunu ama sizin bunları yapamamanızın veya bu kadar çok şeye sahip olamamanızın sizi başarısız ya da yetersiz biri yapmayacağını hatırlamaya çalışın. Hayatınızı kendinize özgü iniş çıkışları ve meydan okuyuşları olan eşsiz bir yolculuk olarak düşünün. Başka birinin hayatını yaşamak isteseniz bile bu mümkün değildir.
Hatalarımızı düzeltmeye ve onlardan ders almaya yönelik samimi bir istekte birlikte, hatalarımız konusunda dürüst ve açık yürekli olmak önemlidir. Çoğumuz gün içinde iyi bir şeyler başarmak, hata yapmamak ve öfkeye kapılmadan kontrollü davranmak isteriz. Ancak istemediğimiz halde böyle bir duruma düşersek kendimize karşı yapıcı tavır sergilemenin şefkatli olmanın ilk adımlarından biri olduğunu unutmamalıyız. Benliği şefkatle desteklemek daha zordur. Ama bunun için çabalamaya değerdir…
Şefkatli Olmaktan Korkmak
Bazı insanlar kendilerine karşı nazik olmayı hak etmediklerini hissedebilirler, bunu bir zayıflık veya düşkünlük hatta bencilik olarak görebilirler. Eğer kendinizi böyle hissediyorsanız nezaket duygusuna odaklanın, diğer duyguların gizlice içeri süzüldüğünü fark edin, nazikçe gülümseyin ve dikkatinizi kendinizi şefkate odaklayın.
Şefkatin önündeki bir başka büyük engel de öfke olabilir. Dürüst olmak ve kendimizi ortaya koyabilmek aslında bir beceridir, ancak öfkemizi inkar etmek, surat asmak veya kendimize böyle hissetmemizin yanlış olduğunu söylemek ya da bunu körlemesine dışa vurmak şefkat değildir. Öfkenin ne kadar acı verici olduğunu anlamak şefkattir. Öfke içinde bir şeyleri kafamıza takmanın bize zarar verdiğini kabul etmek, öfke üstünde çalışmaya öğrenmek şefkattir.
Yazan:
Gonca Baştuğ
Psikolog