Anne babalara, “Nasıl bir çocuk yetiştirmek istersiniz?” diye sorulacak olsa alacağımız cevap çoğunlukla sağlıklı, mutlu ve başarılı bir çocuk olacaktır. Sağlık, mutluluk ve başarı, bu üç bileşeni bir arada bir çocukta var edebilmek kolay mıdır peki? Elbette bunun gerçekleşmesi o kadar da kolay değildir. Bunun için çocuğun tüm fiziksel ve sosyal ihtiyaçlarının karşılanması, kişilik özelliklerinin, ilgilerinin ve yeteneklerinin geliştirildiği ortamların yaratılması gerekmektedir. Bu da, birbirinden bağımsız pek çok değişkenin bir araya getirilmesi anlamına gelmektedir.
Sosyal, kültürel ve politik anlamda pek çok değişimin yaşandığı dünyamızda en göz alıcı devrim bilişim teknolojileri alanında yaşanmaktadır. Üretim hızının çok hızla geliştiği ve kullanımının baş döndürücü biçimde yaygınlaştığı günümüz dünyasında anne babalar üzerinde çocuk yetiştirmenin dayanılmaz bir ağırlığı ve sorumluluğu vardır. Bu koşullarda iyi değerlere sahip ve sorumluluk sahibi çocuklar yetiştirmek gittikçe güçleşmektedir.
Bu güçlüklerin en başında yaşam koşullarının getirdiği zorlanmalar yer almaktadır. Son yıllarda çalışan anne babalar, çocuklarıyla farkında olmadan gittikçe daha az zaman geçirmektedirler. İş ortamlarının yarattığı fiziksel ve psikolojik yorgunluk anne babalar için kaygı ve depresyonu yaşamlarının bir parçası haline getirmektedir. Bu da bırakın çocuklarına zaman ayırmayı eşlerin birbirlerine zaman ayırmasını bile engellemektedir. Çocuklar için yaratılan kısıtlı zamanlar ise genellikle yorgun, bıkkın ve tükenmişliğin getirdiği stresli ortamlara dönüşmektedir.
Ya çocukların yaşadığı zorluklar. Okul çağı geldiğinde kişilik gelişiminin önemli bir bölümünü tamamlayan çocukların sosyalleşme süreçleri de hız kazanır. Çocuklar genellikle sosyal bir ortama uyum sağlayacak olgunluğa 3-4 yaşlarında ulaşmış olurlar. Bu nedenle bu yaşlardan itibaren okul öncesi eğitim kurumları çocuklar için önem kazanmaya başlar.
Anne-babalar için çocuğa en uygun okulu seçmek her zaman karmaşık bir süreçtir. Devlet ya da özel, hangi okul seçilirse seçilsin çocuğun okul yaşamı sırasında ailelerin beklentilerinin tümünün karşılanması da pek olası olmamaktadır. Anne babanın yetiştiği çevre, eğitim seviyesi, iş hayatı ve edindiği yaşam tecrübesi bu beklentilerin kaynağını oluşturmaktadır. Bu nedenle de her ailenin iyi okul kavramı birbirinden farklılık göstermektedir.
Çocuklarına iyi bir eğitim aldırmak isteyen anne babalar; çocuklarının ilgi ve yeteneklerinin farkına varmasını sağlayan, seçimlerde bulunabilme ve planlama yapabilme becerisini destekleyen, zamanı yönetebilen ve gelişimsel özelliklerine, yeteneklerine ve ilgi alanlarına hitap eden eğitim kurumlarını tercih etmelidirler. Temel kriterlerden birisi de kendi beklentilerini karşılayan bir okul yerine çocukları için en uygun okula odaklanmaları olmalıdır.
Karar Vermeden Önce Bilgi Sahibi Olun!
- Okul Kültürü:
Okulun geliştiren eğitim anlayışına ve felsefesine sahip olması, yalnız okul başarısına odaklanmadan, yaşam başarısının bilincinde olarak eğitimi programlaması ve sürdürmesi önemlidir. Çocuğun sınıf ortamında ve genel olarak okulda kendi yaşamında var olmasına özen gösteren, neye tanıklık yapması gerektiği konusunda açık seçik bir farkındalık geliştirmiş olan kurumların bir kültür ve değer yarattığı söylenebilir.
- Kadro İstikrarı:
Kurumsal kültüre sahip eğitim kurumları deneyimli eğitim kadrosunun değerini bilir ve kadro istikrarına önem verir.
- Kadronun Niteliği:
Öğretmenlerinin tümünün gerekli eğitim birikimine sahip en az lisans ya da lisansüstü derecesine sahip olmaları ve deneyimli olmaları önemlidir.
- Sürekli Eğitim:
Sürekli eğitime inanmak, gerek bireysel gelişim gerekse kurumsal gelişim açısından sunulan olanaklar önemlidir. Bir kurumda Lisanslı, Masterlı ya da Doktor unvanlı kaç öğretmen ya da yönetici olduğu kurumun öğretmen kalitesine de bir işarettir.
- Okul Hakkında Yazılı Bilgiler:
Kurumlar genel olarak yazılı basında ya da web sayfaları aracılığıyla kurumlarını olabildiğince güzel tanıtmaya çalışmaktadırlar. Potansiyel veli adaylarının bu yazılanları mutlaka araştırmalarında fayda vardır. Belirtilen pek çok uygulamanın aslında gerçeği yansıtmadığı bilgisi sıkça karşılaşılan durumlardandır. Örneğin sınıflarımız 20 kişiliktir, yabancı öğretmen sayımız şu kadardır, sosyal etkinliklere şu kadar zaman ayırıyoruz gibi ve benzeri ifadeler anne babalar için teyit edilmesi gerekli bilgilerdir. Bir sınıfın öğrenci listesinin ya da haftalık ders programının görülmesi bu tür şüpheleri giderebilir.
- Kurumun Tüzel Kişiliği:
Bir eğitim kurumunun şahıs ya da vakıf okulu olduğu, eğitim kurumu olarak kaç yıllık bir geçmişe sahip olduğu, kurucusunun önceki iş alanları, eğitime bakış açısı, kaç yıl bu mesleği icra ettiği gibi bilgiler o kurumun vizyonuna etki eder.
- Çalışanlarının Tatmini:
Kurumda çalışan öğretmen ve yardımcı personelin mutlu ve işlerini severek yapıyor olmaları verimlerini artırır. İş tatmini dolayısıyla öğrencilere ve velilere yansır.
- Uzman Görüşü:
Okul araştırırken olabildiğince eğitim çevresini iyi bildiğine inandığınız kişilerden de görüş alın. Bunlar eğitim uzmanları olabileceği gibi bildiğiniz, tanıdığınız farklı kuramlarda çalışan öğretmenler de olabilir. Görüşleri genelde gerçeğe yakın olmaktadır. Ancak bu araştırmalarda asla tek bir kişinin görüşlerine de bağlı kalınmamalıdır. Birden çok kişiden referans almayı denemelisiniz.
- Okullar Zinciri:
Bir okul düşünün ki aynı isim altında ifade edilecek onlarca okula sahip olsun. Bu tür okullarda daha çok kurumun ismine itibar edilmektedir. Ancak kurumun her şubesi aynı kalitede eğitim veremeyebilir. Bunun da iyi araştırılması gerekir.
- K12:
Anne babalar çocuklarının her yönüyle donanımlı yetişmesini ister. Çocuğun okul öncesinden Lise son sınıfa kadar aynı kültür içerisinde yetişmesi önemli bir avantajdır. Çocuklar kurumdan mezun olduklarında aidiyet duygusunu fazlasıyla yaşarlar. Mezunlar arası dayanışma da oldukça yüksek oranda gerçekleşir.
- Uluslararası Eğitim İşbirlikleri:
Eğitim programlarında sahip olduğu ulusal ve uluslararası eğitim yaklaşımları, PYP, MYP, IB, vb. modeller o okulun öğrencisine kazandırmayı hedeflediği evrensel bakış açısını yansıtır. Bu programların sözde ya da yazıda kalmadığından ve uygulanmakta olduğundan iyice emin olunmalıdır.
- Yabancı Dil Eğitimi:
Özel bir eğitim kurumunun öğrencisine kazandırmayı hedeflediği en önemli özelliklerden birisi de okuma ve yazma düzeyinde yabancı dil becerisidir. Günümüzde artık 2. bir yabancı dilin öğretilmesi önemli bir ihtiyaca dönüşmüştür. Bu konuda okulların mezunlarının orta öğretimde ya da üniversite düzeyinde hazırlık sınıflarını atlama yüzdeleri bir referans olabilir.
- Ulusal Sınavlarda Başarı:
Sınav başarısı hayat başarısının anahtarı değildir. Ancak pek çok kriter içerisinde yine de önemli sayılmaktadır. Bugün okul öncesine kayıt yaptırmak isteyen anne babalar bile o kurumun SBS ya da YGS/LYS başarısını sorgulamaktadırlar. Pek çok okul sınav sonuçlarına ilişkin basın yayın organlarında duyurular yapmaktadırlar. Önemli olan bu bilgilerin objektif ve gerçekçi olup olmadığıdır. Bu konuda potansiyel veli adaylarının şüpheci olmasında yarar vardır.
- Öğrenme Süreçlerini Destekleyen Birimler:
Özel okullar artık özel öğrencileri için özel çalışmalar yapmak durumundadırlar. Eğitimin kalitesi öğrencilerin farklı yönlerini desteklemekten geçmektedir. Anne babalar çocuklarının özel durumlarının farkında olmayabilirler. Okullar bu farklılıkları görüp gerekli yönlendirmeleri yapmalıdırlar. Bu çabayı gösteren okulların fark yaratabilecekleri öngörülebilir.
- Mezunlarının Başarısı:
Bir kurum eğitim hayatı boyunca şekil verdiği, gelişimini desteklediği mezunlarının başarısıyla da övünmelidir. Hayat başarısı toplumla iç içe olmaya başladığında kendini gösterir. Mezunların iş hayatının farklı katmanlarında başarıya ulaşmış olmaları, aidiyet duygusuyla mezun oldukları okullardan bahsetmeleri o eğitim kurumunun eğitim başarısına örnek olabilir. Okulları tanıma aşamasında mutlaka mezunlarını sorun.
- Sosyal Etkinlikler:
Okul, öğrenciyi akademik yönden geliştirmeyi hedeflerken spordan sanata her alanda beslemeli ve geliştirmelidir. Pek çok özel okul için tercih edilme sebebi olan sosyal ve sportif faaliyetlere yeterince zaman ayrılması ve bu etkinliklerin ücretli ya da ücretsiz oluşu gibi faktörler de velilerin okul seçimlerinde önemli bir yer tutmaktadır.
- Teknolojiyi Kullanma:
Özel okullar ile devlet okulları arasında hem program hem de eğitim araç gereçlerinin donanımı bakımından çok farklılıklar bulunmaktadır. Özel okullar arasında da nicelik ve nitelik açısından benzer farklılıklar bulunabilmektedir. Teknolojik sınıf donanımları, internet bağlantısı, akıllı tahta kullanımı gibi pek çok araç gereç eğitim ortamında öğrenme ve öğretme sürecini olumlu etkilemektedir. Bu tür donanımları okul ortamlarım gezdiğinizde görme şansınız bulunmaktadır.
- Kütüphane:
Kütüphane kullanımı teknolojinin gelişmesi ile zaman ve mekan sınırlarını zorlamaktadır. Bir yayına ulaşmak, aranılan bir kaynağa evden ulaşabilmek artık zor değil. Kitap, dergi, süreli yayınların sayısı ve yayınlarının ulaştığı kitle, bir okulun eğitime bakışım gösterir. Kütüphaneyi ziyaret etmeniz size bir fikir edinme fırsatı yaratacaktır.
- Güvenlik:
Çocuklarımızın kurum içerisinde başlarına bir şey gelmeden eğitim görüyor olmaları belki de en önemli kriterlerden birisidir. Pek çok veli için eğitim süreçlerinin yanında okulun çocuklarının güvenliğini sağlamada ne kadar hassas davrandığı oldukça önemlidir. Gezdiğiniz okulun güvenlik tedbirlerini de iyice araştırmalısınız.
- Okulları Ziyaret:
Anne babalara çocukları için düşündükleri okulları mutlaka ziyaret etmelerini ve yüz yüze bilgi almalarını önermekteyiz. Okul ziyaretlerini mümkün olduğunca okulda eğitim-öğretim’in olduğu zamanlarda yapılması velilere mümkün olabildiğince her şeyi gözlemleme fırsatı vermektedir. İlk izleniminiz sizin için önemli bir ipucudur bu nedenle ayrıntıları kaçırmamaya çalışın. Güvenlik görevlisinin sizi karşılama biçiminden, öğrencilerin kıyafet ve davranışlarına, çevre düzenlemesinden, temizliğine kadar gözlem yapmak sizlere okul hakkında pek çok ipucu verecektir.
- Çalışan Veliler:
Özel okulların genelde tam gün eğitim yapması ve çocukların etüde kalma olanaklarının bulunması tercih edilmelerinde önemli bir faktördür. Bu tür olanakları velilere sunup sunmadıkları sizin tercihlerinizi etkileyebilir.
- Kurumsal ve Bireysel Başarılar:
Özel okullar, eğitim programlarında yer alan teorik bilgileri eğitim anlayışlarıyla, fiziksel olanaklarıyla, laboratuvar ortamlarıyla deneysel uygulamaya dönüştürmeleri bakımından farklılık yaratırlar. Bu farklılıklarını elde ettikleri başarılarla yurt içi ve dışında sergiledikleri performanslarla velileriyle ve kamuoyuyla paylaşırlar. Bunlar sizler için önemli ipuçlarıdır. Elde ettikleri başarıları öğrenme çabası içerisinde olun.
- İletişim:
Paydaşlarıyla kurduğu iletişim, veli ile doğra şekilde ve doğra zamanda işbirliği kurulması bir okulun önemli artılarındandır. Sınırlarını ve sorumluluklarını bilerek gerçekleştirilecek bilgi alışverişleri öğrenci başarısını artıracak, güven ortamını pekiştirecek özelliklerdir. Gerektiği kadar açık ve şeffaf kurum sorumlulukların eşit paylaşımını da beraberinde getirir.
- Kamuoyu Algısı:
Bir eğitim kurumunun ismi farklı özellikleriyle kamuoyunda bir değer yaratır. Yaratılan bu algı eğer olumlu ise o kuruma güven duyulabilir. Geçmişi, başarıları, sosyal sorumluluk projeleri, kazandırdıkları bu algıyı besleyen durumlardır ve dünden bugüne elde edilmiş değildir.
- Destek Birimleri:
Bir eğitim kuramımda eğitimin olmazsa olmaz bileşenleri arasında sayılabilecek destek birimlerinin bulunup bulunmadığı veliler için önemli bir tercih nedeni olmalıdır. Rehberlik ve Psikolojik Danışma Servisi, Ölçme ve Değerlendirme Birimi, Program Geliştirme ile Eğitim Teknolojisi ve Tasarımı gibi alt alanlar bir eğitim kuramunda olmazsa olmaz destek birimlerdir. Okul seçiminde öğrenci psikolojisinden hareket eden ve gelişim psikolojisinin uygulama alanlarından destek alan rehberlik birimi çalışmaları ya da öğrenme süreçlerinin tasarlanması, planlanması, programa uygun öğrenme materyallerinin ve ölçme araçlarının geliştirilmesi süreci üzerinde durulması gereken önemli bir kriterdir. Pek çok okulda bu birimler ya yoktur ya da göstermelik olarak mevcuttur. Her sınıf seviyesine bir danışman düşüp düşmediği ya da program geliştirme veya ölçme ve değerlendirme uzmanının var olup olmadığı bir kurumun yaptığı işi ne kadar bilimsel ölçüde ele aldığının göstergesidir.
- Üst Öğrenime Hazırlık:
Bir üst programa hazırlık çalışmalarının profesyonelce yürütülmesi, akademik ve sosyal alanlarda danışmanlık hizmetlerinin bulunması, Ortaöğretime ve Yükseköğretime yönelik rehberlik hizmetlerinin kalitesi de okul seçiminde dikkat edeceğiniz kriterler arasında yer almalıdır.
- Sosyal Sorumluluk Projeleri:
Bir eğitim kurumu öğrencilerini sosyal kültürel alanda da geliştirmelidir. Kültürel değerlerin aileyle birlikte yer verildiği eğitim kurumlarıdır. Bir kurumda ne kadar çok sosyal sorumluluk projesi gerçekleştirilmişse orada okuyan ve bir rol üstlenen öğrencilerin manevi haz duygusu, sorumluluk algısı o kadar gelişecektir.
- Burs Olanakları:
Öğrencisine hem ihtiyaç bursu hem de başarı bursunu veren ve değerlendirme kriterlerinde adil olan bir okulun eğitime bakış açısı olumlu demektir. Önceki yıllarda verilen burs olanaklarını bilmek bu değerlendirmeyi yapabilmek için bir ipucudur.
Son Söz,
Bir okul seçimi bu kadar detaylandırılabilir mi? Elbette hayır ama bilinmeli ki belirtilen tüm bu kriterler çocuğunuzun her yönüyle doğru seçilmiş bir kurumda eğitilmesi için önemli birer değişken. Sizler çocuğunuzun özelliklerini bilerek ve bir öncelik sıralaması yaparak bu listeyi kendinize göre daraltabilir veya genişletebilirsiniz.
Anne Baba olarak çocuklar için okul seçimini doğra yapmak ile sorumluluklar bitmiyor. Bir de eğitim yaşamı ile ilgili sorumluluklar ön plana çıkıyor. Okul yaşantısının ilk yıllarında anne babalar tarafından çocuklara gösterilen ilginin çocuğun yaşı ve sınıf seviyesi büyüdükçe azaldığı biliniyor. Çocuğun okul yaşamına başladığı ilk yıllarda anne-baba olarak duyulan bu merak ve heyecanın zaman ilerledikçe azaldığı görülmektedir. Oysa ki, okul başarısına ilişkin yapılan araştırmalarda, akademik başarısı düşük ve sınıfta kalma riski taşıyan öğrencileri diğer öğrencilerden ayıran en önemli etkenin, anne-baba desteği ve ilgisinden yoksunluk olduğu belirtiliyor.
Çalışma yaşamının yoğun temposu nedeniyle anne-babalarda oluşan aşırı yorgunluk ve işe odaklanma, çocuklara ayırabilecek zamanın çok sınırlı olması, çocuk bakımının bakıcılara ya da büyükanne veya büyükbabalara bırakılması, çocukların hemen hemen her isteğinin koşulsuz yerine getirilmesi, aile içi problemlerin artması ve eşlerin bu problemlere odaklanmaları, boşanma gibi pek çok neden bu ilgi yoksunluğunun kaynakları olarak sayılabilir.
Anne babalık bu nedenlerle sadece fizyolojik bir bağ değildir. İçerdiği yoğun duygusal bağ ile her koşulda vazgeçilemeyen koşulsuz bir bağlılıktır. Bu bağı her yaşta her gelişim basamağında canlı tutmak ilgiyi eksik etmemek gerekir.
* Bu yazı, İstanbul Eğitim Life dergisinin 2011/3 sayısında yayınlanmıştır.
Yazan :
Alpaslan Dartan
Uzm. Psikolojik Danışman