Zirveye çıkmak zordur; ama zor olsa da, zirveye çıkan yani başarılı olan çocuklar yetiştirmek tüm anne-babaların hedefidir. Ebeveynlerin başarı tanımları nedir diye baktığımız zaman genelde başarıyı ders notlarına bakarak ölçtüklerini görüyoruz. Evet, not bir ölçüdür; ama yeterli bir ölçü değildir. Başarı, aslında birçok özelliğin bileşkesidir. Bu özellikler nelerdir diye sorabilirsiniz.
Bunlar;
- Yaratıcılık,
- İyi bir gözlemci olmak,
- Ne istediğini bilmek ve buna ulaşmak için gerekenleri yapmak,
- Empati kurmak,
- Kararlı olmak,
- Çalıştığı konuya uzun süre dikkatini verebilmek,
- Lider olmak,
- Sorumluluklarını yerine getirmek,
- Kolay motive olmak,
- Farklı alanlarda (müzik, dans, resim, drama gibi) performansını, yeteneğini gösterebilmek,
- Akıl yürütebilmek,
- Problem çözebilmektir.
Çocuğunuzun bu özelliklerin hepsine veya bir kısmına sahip olması onun yaşamdaki zorluklar karşısında dayanıklı olabileceğinin garantisi midir?
Kolaylaştırıcı tarafları olsa da, ne yazık ki değildir. Bu özelliklere sahip olanlar diğerleri ile daha kolay iletişime geçerler. İşbirliğine açık olurlar. Yeni durumlara daha kolay adapte olabilirler, hem kendilerine güvenirler hem de diğerlerinin onlara güveni fazla olur. Popülerdirler; fakat başarılı çocukların çoğunda görülen diğer özellikler stres karşısındaki dirençlerini kırabilir.
Mükemmeliyetçi yapıları bunlardan biridir. Başarılı çocuklar, hep mükemmel olmaları gerektiğini düşünürler. Performanslarının en iyisini gösterme ihtiyaçları, yaptıklarını beğenmeyerek her zaman daha iyisini istemeleri, kendilerini sürekli sınamaları, sorgulama eğilimleri onların ciddi sıkıntı yaşamalarına neden olur. Bu strese dayanamayarak psikolojik anlamda zor dönemler geçirebilirler.
Başarılı çocuklar, genelleme yaparlar. Her alanda her zaman başarı gösterebileceklerini düşünürler. Bunu yapamadıkları durumlarda hayal kırıklığına uğrarlar. Ayrıca bir olayın sonucunu ve değerini tek bir davranış ya da göstergeye bağlayarak genelleme yaparlar. Örneğin, bir arkadaşı ile iletişim sorunu yaşıyorsa, asla iyi bir arkadaş olmayacağını düşünerek bu sorunun sonucunu genelleyebilirler.
Başarılı bir çocuğun olumlu ve farklı özelliklerinin sürekli gündeme getirilmesi yani bir nevi “ötekileştirilmeleri” onların yalnız kalmalarına neden olabilmektedir. Biliyoruz ki üstünlük duygusu, aşağılık duygusu kadar zararlı olabilmektedir. Ayrıca sürekli farklı olduklarının vurgulanması sınırları, kuralları zorlayan, istenmeyen bazı davranışlarının ortaya çıkmasına neden olabilir. Anne-baba tutumları da bu noktada önem kazanmaktadır. Anne-babasından birisinin ya da her ikisinin aşırı derecede eleştirel ve yüksek beklentili ya da aşırı korumacı ve bağımsızlığı engelleyici yaklaşımı çocuğun özgüven duygusunu zedelemektedir. Duygusal yönden duyarlılığı yüksek olan başarılı çocuklara yapılan bu tarz suçlama, yargılama ve eleştiriler olumsuz benlik algısını tetikleyerek onların içe kapanma, saldırganlık veya yıkıcı bir kişilik sergilemelerine neden olabilmektedir.
Başarılı çocuklar “her işi başarmalıyım” şeklinde kendilerine baskı yaparken, anne-babaları dahil çevrelerindeki pek çok kişi de onların her konuda başarılı olabileceklerini düşünür. “Her işi başarır!” gibi “abartılı” cümleler duymaları nedeniyle üzerlerinde baskı oluşur ve bu beklentiyi karşılamak için hep başarı odaklı olmaları gerekiyormuş gibi hissederler. Bu baskı, özgüven duygusunu olumsuz yönde etkileyerek kendilerini ortaya koymaktan kaçınmalarına, içedönük ya da tam tersine saldırgan tavırlar göstermelerine neden olabilir.
Başarılı çocuklara özenen, onları kıskanan başka çocuklar olduğunda, bu durum onların zor anlar yaşamalarına neden olur. Aslında kıskançlık duygusu insanın doğasında olan ve her dönem yaşanabilecek bir duygudur; ancak başarılı çocuklar arkadaşları ile kıyaslanırsa ya da başkaları ile kendilerini kıyaslarlarsa, büyük olasılıkla ilişkileri zedelenir. Duygusal olarak zorlanırlar ve arkadaş sayılarında da azalma olabilir.
Dayanıklılığa katkıda bulunan cesaretlendirici ebeveyn tutumlarını çocukları teşvik etmek için mutlaka kullanmalıyız. Fakat sahip oldukları ekstra özellikler ve çevre koşulları nedeniyle başarılı çocuklarda destekleyici yaklaşımların kullanımına özellikle daha fazla yer vermeliyiz.
Böylece yaşadıkları zorluklar en aza indirmek, onların stres karşısında baş etme becerilerini geliştirmelerine katkı sağlamak ve onları daha da güçlendirmek mümkün olacaktır.
Peki, başarılı olan çocuğunuzun yaşadıkları zorlukları nasıl giderebilirsiniz veya azaltabilirsiniz?
Her şeyden önce anne-baba olarak çocuğunuzun kendi yaş dönemindeki çocuklardan farklı olmadığını düşünmeniz ve yaptığı hataları gördüğünüzde de çocuk olduğunu unutmamanız gerekiyor. Her alanda her zaman başarı gösteremeyebileceğini kabul etmeniz onun rahatlamasına neden olacaktır. Her çocuk gibi başarılı çocuklarda sevgiye, anlayışa, anne-babası tarafından kabul edilmeye, ilgiye ve kişisel bağımsızlığa ihtiyaç duyarlar. Bunu mutlu bir aile ortamında, aileyi değerlerinize uygun ve tutarlı davranarak başarabilirsiniz. Onun başarılarını ne abartmak ne de önemsememek yani dengeli bir yaklaşımda bulunmak uygun olacaktır. Çocuğunuzun ilgi ve yeteneklerini göz ardı etmeden bir hobi edinmesini sağlamanızda zorluklara karşı daha dayanıklı olmasını sağlayacaktır.
Yazan:
Aylin Germiyen Alioğlu
Psikolojik Danışman