Çocuk büyütürken, ebeveynlerin en sık karşılaştığı kavramlardan biri de gelişimdir. Bebeğin sağlıklı bir büyüme ortamında, bedensel, zihinsel, sosyal ve duygusal olarak olgunlaşması için gelişim kavramını odakta tutmak oldukça da gereklidir. Gelişim, yaşam boyu devam eden bir süreçtir. Gelişimin zamanlaması, şiddeti ve sıklığı kişiye özgüdür. Bu nedenle her bebeğin yürümeye başladığı ay, her çocuğun tuvalet alışkanlığı edinme yaşı ya da her gencin ergenlik dönemine girme süreci farklılık gösterebilir.
Duyguları anlama, ifade etme ve çatışma çözme gibi beceriler, sosyal duygusal gelişim alanına yöneliktir. İnce motor beceriler, atlama, koşma ve zıplama gibi beceriler, motor gelişimin göstergeleridir. Öğrenme, dikkatini verme, algılama ve problem çözme gibi zihinsel süreçler bilişsel gelişimin alanına girer. Dinleme, kendini ifade etme dil gelişimi olarak kabul edilir. Bireyin yaşına uygun bir şekilde kendi hijyenini sağlayabilmesi ise öz bakım becerileridir. Birbirinden farklı ve hepsi ayrı ayrı çok önemli olan bu gelişim alanları hakkında düşünmek, araştırmak, konuşmak ya da harekete geçmek ebeveynler için görece kolaydır. Bununla birlikte, diğerleri kadar kolay yaklaşamadığımız, üzerine konuşulması yetişkinler için biraz daha zorlayıcı olan bir gelişim alanı daha vardır. Bireyin yaşamında oldukça önemli olan ve erken yaşlardan itibaren olabildiğince doğru bir şekilde rehberlik edilmesi gereken bu gelişim alanı cinsel gelişimdir.
Cinsel gelişim, anne karnında başlayıp ergenliğe dek süren ve yaşam boyu çeşitli aşamalardan geçerek devam eden bir gelişim alanıdır. Gelişimin özellikle de cinsel gelişimin aşamaları, çevresel ya da kalıtsal süreçlerden etkilenir. Aile ortamı ve sosyal ortam, gelişim aşamaları içinde çevresel faktörleri oluştururken hormonlar, dürtüler, kalıtımsal özellikler ise kalıtsal faktörleri oluşturur (Dere, 2023).
Cinsel gelişim sıklıkla “cinsellik” kavramını çağrıştırır. Cinsellik kavramı ise yetişkin dünyasında karşılık bulduğu anlam nedeniyle çocuğa hatta bebeğe yönelik bir şeymiş gibi düşünülmeyebilir. Freud, “Amatörler İçin Psikanaliz” adlı kitabında, “Ama peki çocuklukta hiç cinsellik yok mudur? Sadece ergenlikte mi başlar cinsellik?” diye bir soru ortaya atar. Freud, sorusuna yanıtı yine kendisi vererek cinsel dürtüleri ergenlikten çok daha önceki bir evreye konumlandırır: “Tam tersine, cinsel dürtüler doğduğumuz andan itibaren bize eşlik eder”. Buna göre cinsel dürtüler, aslında bireyin kendi içinde var olan yaşamsal bir enerjidir.
Bebeklik Çağında Cinsel Gelişim
0-2 yaş dönemini kapsayan bu dönemde ağız, en önemli haz kaynağıdır. Bebek çevresini ağzıyla tanır. Eline geçirdiği çeşitli nesneleri ağzına atma davranışı sıklıkla gözlemlenir. Bununla birlikte emme davranışı da bebek için oldukça önemlidir. Emme ve emzirme, anne ile çocuk arasındaki duygusal bağı pekiştirir. Bu dönemde, bez değişimi yapılırken bebekler tesadüfen cinsel organlarına dokunup bundan haz duyabilirler ve her bez değişiminde bu davranışı tekrarlamak isteyebilirler. Erkek bebeklerde cinsel organın yapısı gereği bu davranış daha sık görülür. Bazı anne-babalar bu davranıştan rahatsız olsalar da bu tür davranışlar oldukça doğal, sağlıklıdır. (Kocatürk, 2015).
Bir bebeğin kendi bedenine dokunmak istemesinin nedeni kendini tanımaya çalışmasıdır. Bu dönemde, bebeğin cinsel organına dokunması parmağını emmeye çalışması ile eş değer bir davranıştır. Bu nedenle bu tür dokunuşlar gözlemlendiğinde aşırı tepkiler vermekten kaçınılmalıdır. Davranışı azaltmak için her bez değişiminde bebeğin eline inceleyebileceği, yaşına uygun bir oyuncak verilebilir ancak bu dönem, bebeğin kendisini ve çevresini yoğun bir şekilde elleriyle keşfettiği bir dönem olduğu için davranışın kendiliğinden sönmesini beklemek daha faydalı olacaktır. Erkek bebeklerde uyanıkken (idrarını yaparken, öksürürken vb.) veya uyurken ereksiyon hali gözlemlenebilir. Bu durum, refleksif bir tepki olarak yorumlanmalı ve yetişkin cinselliğiyle bağdaştırılmamalıdır. (Bayındır, 2021).
Çocukları kendi sınırlarını tanımlayıp ifade edebilmeleri ve başkalarının sınırlarını ihlal etmemeleri için desteklemenin yolu, doğdukları günden itibaren onların sınırlarına saygı göstermek ve çocukların kişisel alanlarını ihlal etmemekten geçer. Bebeğin soyunması, giyinmesi ya da bezinin değiştirilmesi gibi bakım anlarında gereken özenin gösterilmesi mahremiyet kavramının oluşmasına yardımcı olacaktır.
Okul Öncesi Dönemde Cinsel Gelişim
2-6 yaş dönemini kapsamaktadır. Bebek, artık bu dönemde bebeklikten çıkarak çocukluğa adım atar. Psikoseksüel gelişim evrelerinden anal dönem olarak da adlandırılan bu dönemde çocuk kendisini ve çevreyi kontrol etmeyi öğrenir. Bir başka deyişle tuvalet alışkanlığı kazanabileceği tutma-bırakma ve kontrol etme becerilerine artık sahiptir. Bu dönemde dışkılama eylemi, çocuğun hayatında önemli bir yer tutar. Dışkıyı vücudunun bir parçası adeta bir uzvu olarak gördüğü için ayrılmak istemeyebilir, ayrılmakta zorlanabilir, endişelenebilir ve dışkıyı tutma davranışı gözlemlenebilir. Bu nedenle çocuğa tuvalet alışkanlığı kazandırmaya başlamadan önce hazır bulunuşluğunu iyi değerlendirmek oldukça önemlidir. Ayrıca bu süreçte çocukla doğru ve yapıcı bir iletişim kurulması, çocuğun özgüveninin daha yüksek olmasına, problem çözme becerilerinin olumlu yönde gelişmesine, sosyal ve isteklerini ifade edebilen bir birey olmasına fayda sağlayacaktır. İletişimde olumsuz ifadelerin sıklıkla kullanılması, baskı kurulması, aşırı titiz davranılması; çocuğun özgüveninin düşmesine, sosyal iletişim problemlerine, çevresindeki insanlarla olumsuz ilişkiler kurmasına, yeniliklere kapalı olmasına ve öz-bakım becerilerinin yaşıtlarından daha geç gelişmesine neden olabilir.
2-6 yaş aralığı, aynı zamanda çocuğun farklılıklar üzerinde yoğunlaştığı bir dönemdir. Bu nedenle çocuklar, kendi vücut bölümlerinin farkına varmaya kız-erkek vücudu arasındaki farkları algılayıp sorgulamaya başlarlar. Çocuğun cinsel kimliğinin gelişmeye başladığı, cinsiyet rollerini kız ve erkek olarak ayırt edebildiği önemli bir dönemdir. Freud’a göre bu dönemde haz alanı cinsel organlardır. Okul öncesi dönemdeki çocukların etraflarına karşı ilgi ve merakları arttığından dolayı cinselliğe olan merakları da artar. Bu nedenle çocuklarda birbirlerini tuvalete kadar takip etme, başkası tuvaletteyken girmeye çalışma, ebeveyni soyunurken izlemeye çalışma gibi davranışlar görülebilir (Kızılkaya Namlı, 2023). Karşı cinsin cinsel organını merak etme veya ebeveynleri arasındaki ilişkiyi anlamlandırma, merak etme çabası içerisine girebilirler. Cinselliğe karşı gelişen bu merak, oldukça sağlıklı ve önemli bir gelişim evresidir (Yavuzer, 2017).
Bu dönemde mahremiyet ve özel alan bilincinin desteklenmesi önemlidir. Anne baba çocuğun cinsel merakını arttırmadan ev yaşantısını düzenleyebilmelidir. Kişisel eşyaları izin isteyerek kullanmak, banyo ve tuvalet konusunda mahremiyet sınırlarını fark ettirmek bu açıdan önemlidir. Anne babanın kendi beden sınırları, yatak odaları ve mahremiyetleri ile ilgili de benzer hassasiyeti yansıtması gerekir. Mahremiyet ve özel alan bilincini oluştururken, istismar konusunda da çocukların bilinçlendirilmesine yine bu dönemde başlanmalıdır. Hoşlanmadığı veya rahatsız hissettiği dokunuşlar, konuşmalar, şakalar ile karşılaştığında bunu nasıl durdurabileceği konusunda çocuklar bilinçlendirilmeli ve bu bölgelere belirli durumlar/belirli kişiler haricinde dokunulamayacağı, dokunulduğu takdirde ne yapmaları gerektiği açık ve net bir biçimde anlatılmalıdır.
Cinsel gelişimin bu evresinde iki önemli konu ailelerin gündemini meşgul eder. Bunlardan biri çocukluk çağı mastürbasyonudur. Çocukluk çağı mastürbasyonu; sıklıkla 2-5 yaş arası çocuklarda gözlemlenen ve terleme, kızarma, nefes nefese kalma gibi durumların eşlik ettiği, cinsel organını herhangi bir şekilde uyarma davranışıdır. Çocukluk çağındaki mastürbasyon davranışı, sıklıkla kız çocuklarında ve genellikle 4 yaş civarında gözlemlenmektedir. Mastürbasyon normal bir davranıştır ve sağlıklı bir cinsel gelişimin göstergesidir. Çocukların bu dönemde kendi cinsel organlarına duyduğu merak göz önünde bulundurulduğunda bu davranış normal kabul edilmektedir. (Gözün Kahraman ve Dakak, 2022). Genellikle ilkokul çağına gelince davranış azalarak söner. Bu nedenle mastürbasyon davranışını gözlemlendiğinde (gördüğünüzü fark ettirmeden) çocuğun dikkatini dağıtacak görev ve sorumlulukların verilmesi yeterli olacaktır. Bu süreçte davranışa yönelik olumsuz uyarı ve cezalardan kaçınmak oldukça önemlidir. Fakat davranışın günlük işlevleri bozacak kadar sık, kamuya açık alanlarda ve her gün ortaya çıkması olağan dışı olarak değerlendirilmektedir. (Gözün Kahraman ve Dakak, 2022). Bu gibi durumlarda profesyonel yardım almak faydalı olacaktır.
Hassasiyetle ele alınması gereken bir diğer konu ise sünnettir. Sağlıklı bir cinsel gelişim süreci için, erkek çocuklarda sünnet olma yaşına da dikkat edilmesi gerekir. Erkek çocuklar, 3-6 yaş arasında genellikle babayı rakip olarak görüp kıskanırlar. Aynı zamanda bu yaş aralığındaki çocuklar cinsel organlara karşı büyük bir ilgi ve merak içerisinde olurlar. Cinsel organlarına karşı oluşabilecek herhangi bir tehdit unsuru onlar için oldukça kaygı verici olabileceğinden dolayı sünnet için en uygun yaş aralıkları 0-2 veya 7-10 yaş aralıklarıdır. (Kocatürk, 2015).
Okul Döneminde Cinsel Gelişim
6-11 yaş arası dönemi kapsar. Bu dönem, cinsel gelişim açısından durağan bir dönem olsa da bireysel farklılıklardan dolayı bazı çocuklarda cinselliğe yönelik merak veya mastürbasyon davranışı devam edebilir. Bunun dışında, çocuklar ilkokul döneminde genellikle dış dünyaya yönelirler ve arkadaşlık ilişkileri önem kazanmaya başlar. Hemcinsleriyle gruplaşmalarda artış olur. Sıklıkla kendi cinsiyetlerine yönelik oyunların tercih edildiği bir dönemdir. Bu dönemde çocukların arasında cinselliğe yönelik şakalar ve konuşmalar olabilir, cinsellik içeren küfürler kullandıkları gözlenebilir. Bu tarz durumlarda doğru davranış biçimlerini ve doğru iletişim becerilerini vurgulamak faydalı olacaktır.
Mahremiyet ve özel alan bilincinin olumlu bir şekilde gelişimine devam etmesi için kişisel sınırlara, öz-bakımla ilgili geliştirilmesi gereken bir davranış varsa çocuğun bu konuda bağımsızlaştırılmasına, özel alanlara izin alarak girilmesine, kişisel eşyaların izinsiz kullanılmamasına, banyo ve tuvalet ihtiyaçlarının bireysel olarak giderilmesine, cinsel içerikli şakalar yapılmamasına oldukça özen gösterilmelidir. Çocuğun cinsellikle ilgili sorduğu sorular, yaşına uygun bir biçimde cevaplanmaya devam edilmelidir. Bunun için ilgili kitap ve makalelerden, alanında uzman kişilerden bilgi edinmek de faydalı olacaktır.
Ergenlik Döneminde Cinsel Gelişim
11 yaş ve üstü tüm çocuk ve gençler, ergenlik döneminin sonuna kadar bu dönemin içerisinde sayılırlar. Cinsiyet hormonlarının da salgılanmasıyla birlikte, ergenlik dönemi tam olarak başlar. Kız ve erkeklerde belirgin özellikler ortaya çıkar; boy uzaması, vücutta kıllanmalar, kızlarda memelerin belirginleşmesi, ilk adet görme, erkeklerde sesin kalınlaşması, gece boşalması, sakal ve bıyıkların çıkmaya başlaması gibi. (Yavuzer, 2014). Fiziksel gelişimle birlikte cinsel olgunlaşma da başlar. Bu dönemde ergen tekrar kendi bedenine yoğunlaşmaya başlar ancak bu seferki okul öncesi dönemden oldukça farklıdır. Cinsel kimliğini ve yönelimini keşfetmeye başlar. Cinsel bilgilere ulaşma çabası oldukça ön plana çıkar. Bu nedenle bilgiyi doğru kaynaklardan, sağlıklı bir biçimde öğrenmesi oldukça önemlidir. Okul öncesi dönemde çocuğun cinsellikle ilgili merakının ayıplanmadan, yaşına uygun bir şekilde giderilmiş olması, bu dönemde aileyle kurulacak iletişim açısından oldukça önemli bir ön adımdır.
Ergenler bu dönemde diğer cinsiyetleri çekici buldukları gibi hemcinslerini de çekici bulabilirler. Bu yaş dönemindeki cinsel ilgi, kesin bir cinsel yönelimin işareti değildir. Ergenle ilişkiler ve duygular üzerine iletişimi sürdürürken onu kendi biricikliğini koruyabilmesi ve kendi değerlerini oluşturabilmesi için desteklemek önemlidir. Onlara güvenli ve sağlıklı bir ilişkinin nasıl olması gerektiğini anlatmak yerine; güvenli ilişkinin onlar için ne anlama geldiğini, kişisel değerlerini ve beklentilerini açıkça ifade edebilecekleri bir konuşma zemini oluşturabilmek önemlidir. İlk cinsel deneyimlerin yaşandığı zamanlar da bu döneme denk gelebilir. Erken gebelik ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar bu dönemin önemli sorunlarından biri olduğu için ergenlerin doğru kaynaklardan bilgi edinmeleri ve aile ortamında bu konuları konuşabilmeleri oldukça önemlidir. Ergen bireyin, ilişkilere ve cinselliğe dair merak ettiklerini ailesiyle konuşabilmesi için ebeveynlerin doğru sinyalleri vermeleri, yapıcı ve kapsayıcı bir iletişim biçimi benimsemeleri gerekir. Bu nedenle cinsel sağlık eğitimi oldukça önem kazanmaktadır. Hem ebeveynler hem ergen bireyler bu konuda kendilerini doğru kaynaklarla desteklemelidirler.
Cinselliğe Dair Sorular ve Sorunlar
Cinselliğe dair sorular ebeveynler için zorlayıcı olabilmektedir. Anne babalar, çocukları ile cinselliğe dair konuşurken, zihinsel ve duygusal olarak hazır hissetmeleri, sakin, rahat, yargılamayan bir tavırla ve dinleyerek iletişimde olmaları gerekir. Cinsellik hakkında konuşurken, çocuğun cinselliğe dair sorularını yanıtlarken önemli olan birkaç nokta vardır:
- Çocuğun yaş ve gelişim düzeyine uygun bilgiler vermek gerekir.
- Ne kadar detay verilirse çocuk o kadar sorgulamaya, anlatılanların hayalini kurmaya başlar. Bu nedenle fazla ayrıntıya girmeden, kısa ve net cevaplarla sorular yanıtlanmalıdır.
- Ebeveyn kendisi de utanmış hissediyorsa dinleyici olan çocuğuna doğru mesajları veremeyebilir. Bu nedenle beden dilinin, mimiklerin farkında olarak bu konuda konuşmak gereklidir.
- Cinsel organlara isim koyarak espri malzemesi ya da sevgi nesnesi haline getirmemek, doğru terminoloji tercih etmek önemlidir.
- Cinselliğin salt bedensel değil, aynı zamanda duygularla da ilgili bir şey olduğunu açıklamak, duygularla ilişkisini anlatmak, duygularını fark ve ifade edebileceği alanları açmak yararlıdır.
Bu dönemde, çocuğun cinselliği keşfetmeye yönelik sorduğu sorular engellenmemeli ve yaşına uygun bir biçimde açıklanmalıdır.
Anne babalar çocuğun cinsellik ile ilgili gelişimini kendi yaklaşımları ile tetiklemeden, nazikçe sürece eşlik edebilmelidir. Örneğin, çocuğun evde anne babasını kıyafetsiz bir şekilde görmesi, yatak odası mahremiyetinin oluşturulamaması, anne babanın bu konudaki kişisel sınır ihlalleri, aynı şekilde çocuğun odasına/banyosuna izinsiz girilmesi hatta bedenine sevgi göstermek amacıyla bile olsa onun izni dışında dokunulması çocukta uyarım yaratır ve cinselliği kaygılı, kaçıngan ya da endişe verici olarak anlamasına sebep olur.
Çocuklara Yardım Süreci
Gelişimsel süreçler her yaş için bir keşif yolculuğudur ve kişiye özgüdür. Bu süreçlerde zaman zaman takılmalar ve zorluklar yaşanabilir. Bu zorlukları karşılarken yaş döneminin özelliklerini dikkate almak çocuğa/gence yardım etmeyi kolaylaştırır. Söz gelimi, masturbasyon davranışının çocuğun yaş dönemine göre bize ifade ettiği anlam aynı değildir. Gelişimin seyrinde bir noktada sağlıklı olan bir davranış, başka bir noktada bireyin çözemediği zorlukları hakkında uyarıcı olabilir.
Gelişimin tüm boyutlarıyla sağlıklı bir şekilde yaşanması, gencin kendisi ve bedeniyle barışık, cinsel dürtülerden çok sosyal ilişkilerle motive olduğu, anlamlı ve değerli bir hayat kurması açısından önemlidir. Cinsel sağlığın sağlıklı bir cinsellik için önemi de açıktır. Cinselliği ne tabulaştırarak ne de aşırı normalize ederek yaklaşabiliriz. Cinsellik kavramının sadece kavram olarak bile gizli, özel, öznel ve mahrem karşılıklar taşıdığı söylenebilir. Dolayısıyla bu kavramı, ancak onun kendine has yapısını dikkate alarak, çocuğu rahatsız etmeyecek şekilde ve erotize etmeden ele alabilmek gerekir. Çocuk ya da genç için ihtiyaç duyduğu ve bilmek istediği şeyi onda uyarılmalar yaratmayacak şekilde sunabilmeliyiz.
Her aile, kendi dinamiğini içerisinde barındırır ve bu yolculukta herkes birbirinden çok şey öğrenir; gelişir ve değişir. Bu gelişme ve değişme sürecinde, gelişim alanlarından bir ya da daha çoğunda bazı zorlanmalarla karşılaşmak doğaldır. Bazen bu süreci yönetmek anne baba için de çocuk ya da genç için de zorlayıcı olabilir. En kapsamlı ve kapsayıcı desteği sunabilmek için bu konuda çalışan uzmanlardan destekler almak ve bu konuda yazılmış anne babalara yönelik kitaplara göz atmak faydalı olacaktır.
Her çocuk bağ ile büyür ve gelişir. Yeter ki çevrelerinde onlara eşlik eden büyükler, direnmek yerine onları kabul etsinler. Çocuklar; onlara rağmen değil, “onlarla birlikte” gelişsinler.
Yazan:
Lora Kovancı
Uzman Psikolojik Danışman
Kaynakça
Akçan Parlaz, E., Tekgül, N., Karademirci, E. & Öngel, K. (2012). Ergenlik Dönemi: Fiziksel Büyüme, Psikolojik ve Sosyal Gelişim Süreci. The Journal of Turkish Family Physician 2012;3(4):10-16.
Alyanak, B. (2011, Aralık 3-4). Ergenlikte Cinsel Kimliğin Gelişimi, Kaygılar. [Konferans Sunumu]. TAP ve CETAD 2011 Cinsellik ve Cinsel Eğitim Konferansı, İstanbul.
Bayındır, B. (2021). Nasıl Anlatsam? Çocuklar ve Ergenler İçin Cinsel Eğitim Rehberi. Ankara: Bambuk Yayınevi.
Çakşak, A. (2018). ERGENLERDE CİNSEL EĞİTİM . Journal of Institute of Economic Development and Social Researches , 4 (11) , 498-504 . Retrieved from https://dergipark.org.tr/en/pub/iksad/issue/51706/671338
Deniz, Ü. & Yıldız Altan, R. (2019). Milli Eğitim Bakanlığı 0-36 Aylık Çocuklar İçin Eğitim Programında Cinsel Gelişim Ve Eğitim . Çocuk ve Gelişim Dergisi , 2 (3) , 34-44 . DOI: 10.36731/cg.544056
Dere, Z. (2023). Erken Çocukluk Döneminde Temelleri Atılan Cinsel Gelişimin Dürtüler ve Hormonlarla Birlikte İncelenmesi. Uluslararası Temel Eğitim Çalışmaları Dergisi 2023;4(1):29-42.
Gözün Kahraman O, Dakak S. Çocukluk çağı mastürbasyonuna yönelik davranışsal müdahale çalışması: Olgu sunumu. Çocuk Dergisi – Journal of Child 2022;22(2):141-147. https://doi.org/10.26650/jchild.2022.972775
Hamidi, F. (2023). Çocukluk çağı mastürbasyonu nedir? Mastürbasyon yapan çocuğa nasıl davranılmalıdır? E. S. Ercan, Ö. Bilaç, İ. Perçinel, A. E. Tufan, M. Ö. Kütük, & H. Kandemir (Eds.). 0-6 Yaş Dönemi Çocuk Ruhsal Gelişimi ve Ruh Sağlığı : Aileler ve Öğretmenler için Rehber, (pp. 243-249). Akademisyen Kitabevi.
Kızılkaya Namlı, A. (Ed.). (2023). Eğitimin Kavramsal Temelleri-8: Eğitim Psikolojisi. İstanbul, Efe Akademi
Kocatürk, A. (2015). Çocuğun Cinsel Gelişimi ve Eğitimi [Konferans Sunum Özeti]. Medipol Üniversitesi Ana Baba Okulu Sunum Özetleri, İstanbul. https://www.medipol.edu.tr/sites/default/files/2022-11/Kitap_5.pdf#page=31
Özcebe, h. (2011, Aralık 3-4). Çocukluktan Ergenliğe Cinsellik. [Konferans Sunumu]. TAP ve CETAD 2011 Cinsellik ve Cinsel Eğitim Konferansı, İstanbul.
Yalçın, H. , Erkoç, E. & Şişman, S. (2023). EBEVEYNLERİN CİNSEL GELİŞİM VE MAHREMİYET EĞİTİMİ KONUSUNDAKİ GÖRÜŞLERİ . Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi , 10 (3) , 545-560 . Retrieved from https://dergipark.org.tr/en/pub/asead/issue/79283/794253
Yavuzer H. (2014). Ana- Baba Okulu. İstanbul:Remzi Kitabevi.
Yavuzer H. (2017). Ana – Baba ve Çocuk. İstanbul:Remzi Kitabevi.