Çocuklarda Sosyal Beceri

İnsanın, dünya ve diğer canlı türleri üzerinde hâkimiyet kurmuş olmasının en temel nedenlerinden biri sosyalleşme becerisini geliştirmesi ve bunu her alanda kullanmış olmasıdır. Bu sayede hem türünün güvenliğini ve gelişimini sağlamış, hem de gezegen üzerindeki yaşamı olumlu ya da olumsuz yönde yönlendirebilecek büyük bir güce ulaşmıştır. İnsanın gelişimini sağlayan “sosyal beceriler” bugün de insanların kendi aralarındaki en önemli yaşamsal unsur olarak devam etmektedir (Özbaran, Köse ve Kafalı, 2021).

Sosyal Beceri Nedir?

Bireyin sosyal ortamlarda iletişim kurmasına ve sosyal ortamlara uyum sağlamasına yardımcı olan davranış bileşenlerine “sosyal beceriler” denir. İnsanların ilişki başlatma ve ilişkiyi sürdürme, gruba dâhil olma ve kurallarla uyum içinde yaşama, grupla birlikte işleri ortak yürütme, iletişim sürecindeki duygularının farkına varma ve duygularını kontrol etme, plan yapma, sorun çözme, kendisine karşı oluşabilecek olumsuz tutum ve davranışlarla başa çıkma yetilerinin tümü sosyal becerileri oluşturur (Deniz ve Eryılmaz, 2019).

Sosyal Becerilerin Boyutları

İlişki Başlatma ve Sürdürme Becerileri

İlişki başlatma ve sürdürme becerileri sosyal becerilerin temelini oluşturur. Kişinin hem toplumsal norm ve kurallara özen gösterdiği, hem de bireysel olarak karşı tarafa saygı duyduğunu ve önem verdiğini hissettirdiği, dolayısıyla uyum sağlamayı, kabul görmeyi ve aranılır olmayı en fazla sağlayan becerilerdir. Kişinin konuşurken göz teması kurması, dinlemesi, selamlaşması, kendini tanıtması, karşı tarafa sohbeti açacak ve devam ettirecek sorular sorması gibi temel iletişim normlarını içerir. Bununla birlikte teşekkür etmesi, özür dilemesi, paylaşması, zorlandığında yardım istemesi ve gelen yardımı kabul etmesi, ihtiyacı olanlara yardım etmesi, arkadaşlarını uzlaştırma ve barıştırmada rol alması, yönergelere uyması ve ortamdan ayrılırken uygun şekilde vedalaşması gibi becerileri de kapsamaktadır (Deniz ve Eryılmaz, 2019).

Girişkenlik Becerileri

Girişkenlik becerileri kişinin hem kendinin hem de karşısındakinin haklarını gözeterek duygu, düşünce ve isteklerini rahatlıkla ifade edebilmesini içerir. Kişi kendini ifade ederken, karşısındakine empatik bir yaklaşım gösterir. Girişkenlik becerisi, kişinin sosyal gelişiminde önemli bir yere sahipken, akademik ve öğrenme sürecinde de etkin bir rol oynar. Kişi çevresini tanırken, yeni bilgiler öğrenirken sorular sorar ve aktif bir tutum sergilemeye ihtiyacı vardır.  İsteklerini ve düşüncelerini ifade etmesi, başkalarının isteklerini uygunluğu göre kabul ya da reddetmesi, gerektiğinde hayır diyebilmesi, arkadaşlarını paylaşıma ve katılıma davet etmesi, başkalarını doğru savlarla ikna edebilmesi, gerçeği söylemesi, hakkını koruması ve savunması gibi becerileri içerir (Ataş ve Efeçınar, 2021).

Duygulara Yönelik Beceriler

Duygular, kişinin karşılaştığı olaylar karşısında iç dünyasında hissettiği her türlü duyumsamalardır. Kişi gün içerisinde birden fazla duygu (mutluluk, üzüntü, kızgınlık, şaşkınlık, hayal kırıklığı gibi) yaşar ve bu duyguları anlamlandırması, bu duygularla nasıl baş edeceğini bilmesi önemli bir sosyal beceridir. Kişinin duyguları tanıması ve farklılıklarını bilmesi, kendi hissettiği duyguların farkında olması, hissettiği duyguları ifade etmesi, diğerlerinin duygularını fark edebilmesi ve bunları ayırt edebilmesi, diğerlerinin duygularını anladığını göstermesi ve buna uygun tepkiler vermesi, empati yapabilmesi, kendini takdir etmesi gibi becerileri içerir (Özbaran, Köse ve Kafalı, 2021).

Saldırgan Davranış ve Dürtülerle Başa Çıkma Becerileri

Saldırgan davranış, kişinin kendi haklarına sahip çıkarken ya da kendi haklarını korurken karşısındakinin haklarına zarar verecek şekilde davranması olarak tanımlanabilir. Saldırgan davranışlar, karşı taraftaki kişide olumsuz duygular hissettirmekle birlikte, karşısındaki kişi ile ilişkisine zarar verir. Dürtü ise, kişinin fizyolojik ya da psikolojik ihtiyaçlarını gidermek üzere harekete geçmesidir. Öfkesini kontrol etme, tartışmadan uzak durma, kendini saldırgan davranışlardan koruma, kendi isteklerini durdurma, kendini sakinleştirme, alay edilmeyle başa çıkma, hatasını kabul etme, uygun olmayan dokunma ve davranışlar konusunda kendi kontrolünü sağlama, engellendiğinde anlayış gösterme ve isteklerini erteleme gibi becerileri içerir. Bu becerilere sahip olma çocuğun kişiler arası ilişkilerini, kendisine saygısını ve zor durumlar karşısında baş etme becerisini olumlu etkiler (Deniz ve Eryılmaz, 2019).

Plan Yapma Becerileri ve Sorun Çözme Becerileri

Bireyler, yaşam içerisinde birçok sorunla karşı karşıya kalırlar. Kişi yaşadığı sorunları çözerken önce sorunu düşünerek, nasıl bir yol izleyeceğine karar vererek, elindeki imkânlarla çözüme ulaşmayı hedefler. Sorun çözme becerileri de kişinin yaşadığı zorluklarla baş etmesini destekleyen becerilerdir. Kişi bir sorun karşısında önce sorunu tanımlar, çözüm yolları neler olabilir, çözümlerin sonuçları nelerdir diye düşünür ve çözümün olumlu/olumsuz yanlarını değerlendirir, en iyi çözümü seçer ve uygulamaya koyar. Kişi yaşadığı sorunu çözerken aslında bir taraftan da sorunun çözümü için bir plan yapar.

Planlama ise, bir işin ne zaman ve ne şekilde yapılacağını / tamamlanacağını düşünebilme ve uygulayabilme becerisidir. Planlama becerisi kişinin yaşamını kolaylaştıran önemli becerilerden biridir. Kişinin gününü/haftasını planlama, zamanını planlama, yaptığı planları uygulama, değişen durumlara göre yeni plan oluşturma, zamanın farkında olma, yapacağı bir işin ne kadar süreceğini öngörme gibi alanlarda planlama becerisine sahip olması onun sosyal becerilerini kullanmasını daha da kolaylaştırır (Ataş ve Efeçınar, 2017).

Anne Baba Tutumlarının Sosyal Beceri Gelişimine Etkisi

Birçok psikoloji kuramına göre sosyal becerilerin temelleri bebeklik ve çocukluk yıllarında atılır. İlk etkileşim çekirdek ailede başlar. Bebekler ve çocuklar tutum ve davranışlarını kendilerine temel bakım veren kişilerin tutum ve davranışlarını model alarak oluşturmaya başlarlar. Çocuk büyüdükçe ve geniş aileyle etkileşime girdikçe buradaki bireyleri de örnek alarak yaşamına devam eder. Eğitim hayatının başlamasıyla birlikte ise toplumdaki diğer bireylerin yetiştirdiği akranları ve öğretmenleriyle çok daha geniş bir topluluğun içine girer. Burada yaşadığı toplumun ve kültürün kurallarıyla hem sosyal becerilerin genel çerçevesini fark etme, hem de kalabalık ortamlarda sosyal becerilerini kullanma ve geliştirme sürecini devam ettirir.

Elbette tüm bu süreçler içerisinde çocuğun sosyalleşme becerilerinin gelişimini karmaşık bir hale getiren birçok faktör etkilidir. Çocuğun sahip olduğu genetik ve biyolojik özellikler, kendisine bakım veren kişinin bilişsel özellikleri, temel inançları ve çocuğa yaklaşımı en temel etkiye sahip öğelerdir. Bunlara bağlı olarak çocuğun oluşturduğu dış dünya algısı, içinde bulunduğu ve birlikte eğitim aldığı toplumun genel özellikleriyle ekonomik ve sosyal koşullar birbirini etkileyerek her birey için kendine özel sosyal beceri gelişim sürecini oluşturur (Deniz ve Eryılmaz, 2019).

Her ne kadar bu süreç çok etkileşimli ve kişiye özel seyredebilse de bu beceri üzerinde en güçlü etkiye sahip olan etmen aile davranış ve tutumlarıdır. Günümüzde ailelerin etki alanı içinde yer alan bazı temel yaklaşımlar çocuklardaki sosyal beceriyi olumlu ya da olumsuz etkileyebilmektedir.

Çocuğa temel bakım veren kişilerin çocuğun yaş gelişimine uygun şekilde çocuğun kendi yapabileceği şeyleri yapmasına izin vermesi ve onu cesaretlendirmesi sosyal beceri gelişimini olumlu etkilemektedir. Çocuğun kendi başına yemek yeme, giyinip soyunma, temizlik ve tuvalet ihtiyacını giderme gibi kendi fiziksel öz bakım becerilerini gerçekleştirmesi, sosyal becerilerinin de gelişimine katkıda bulunmaktadır. Ayrıca,  çocuğun kendisine sorulan sorulara kendisinin cevap vermesi, başkalarından olan taleplerini kendisinin dile getirmesi gibi ifade alanlarını kullanması da sosyal beceri gelişimini desteklemektedir. Çocuğun aile bireylerinden ilgi ve şefkat görmesi,  aile ortamında günlük yaşam deneyimlerini paylaşması temel sosyal becerileri kazanmasını olumlu yönde etkilemektedir.

Ailelerin bu konularda aşırı koruyucu bir tutum takınması çocuğun temel becerileri geliştirmesinde engel yaratabilir ya da sosyal gelişim sürecini olumsuz etkileyebilir. Çocuğun karşılaştığı sorun ve problemleri güvenli ortamda kendisinin çözmesine fırsat bırakmadan “üzülüp yorulmasın” düşüncesiyle yetişkinin çözmesi ona bu gelişim fırsatını sağlamayabilir. Bu temel becerilere sahip olmayan çocuklar, eğitim hayatıyla birlikte topluma girdiklerinde kendilerinde eksiklik hissederek sosyal kaçınma davranışı gösterebilirler. Aşırı koruyucu tutum kadar çocuğun fiziksel ya da duygusal olarak ihmal edilmesi de sosyal beceri gelişimine olumsuz etkide bulunabilir. 

Sosyal Becerinin Önemi ve Yaşamsal Etkisi

Sosyal beceriler her şeyden önce kişinin mutluluğunu ve hayattan aldığı tatmin duygusunu etkiler. Bu husus özellikle çocuklarda okul ortamında ve arkadaşlık ilişkilerinde kendisini gösterir. Çocuk okulda diğer arkadaşlarıyla sürekli bir etkileşim ve sözlü ya da sözsüz iletişim halindedir. Her toplulukta olduğu gibi okul ortamında da her birey diğer bireylerin sosyal becerilerini gözlemler ve buna göre davranır. Sosyal becerilerinin ve akranlarıyla ilişkisinin düzeyi çocuğun hem duygusal, hem bilişsel hem de akademik gelişimi üzerinde büyük bir etkiye sahiptir.

Sosyal becerisi yüksek olan çocuklar, uzun süreli, samimi ve açık arkadaşlıklar kurabilirler. Akranları arasında aranır ve sevilirler. Duygularını karşı tarafa zarar vermeden ifade edebilir ve empati yapabilirler. Buna bağlı olarak daha iyi anlaşılır ve anlarlar. Bu da yaşadıkları çatışma ve problemlerle güçlü şekilde başa çıkabilecek yöntemleri geliştirmelerini sağlar. Takım çalışmalarında daha başarılıdırlar. Kendilerine güvenleri daha gelişmiş olur. Tüm bu hususlar çocuğun gelişimini olumlu yönde etkiler (DBE, 2015).

Sosyal becerilerinde eksiklik olan çocuklar, arkadaşlık kurma ve kurdukları arkadaşlıkları uzun süre sürdürmek konusunda zorlanırlar. Duygularını ifade etmek ya da empati kurmak konusunda sıkıntı yaşarlar. Kime ne zaman nasıl davranmaları gerektiği ile ilgili kendi içlerinde belirsizlik yaşarlar ve bu konuda esneklik göstermede zorlanırlar. Sohbet başlatma ve devam ettirmede yaşadıkları sıkıntılar onları sosyal kaçınmaya ve yalnız kalmaya yönlendirebilir. Akranları tarafından ihmal edilebilirler, bu da çocukta sevilme ve kabul görme hissinde olumsuzluklar oluşturabilir. Bu çocukların yaşadıkları çatışmalarda genelde uzlaşmacı tutumlar sergilemedikleri ve problem çözmede sorun yaşadıkları gözlemlenmektedir. Depresyon ve yoğun endişe yaşayabilirler. Akademik başarıları düşük olabilir ve suça karışma oranları daha yüksek olabilir (Deniz ve Eryılmaz, 2019).

Sosyal Becerileri Geliştirmek İçin Neler Yapılabilir?

Çocuğun yetiştiği çekirdek aile ve bakım veren kişiler, çocuklarda sosyal becerilerin edinilmesinde en temel role sahip kişilerdir. Özellikle anneyle babanın davranış ve yaklaşımları bu konuda kritik öneme sahiptir. Çocuklar öğrendiklerini deneyimlemek ya da iç dünyalarında yaşadıkları zorlukları çözebilmek için oyun oynamaya ihtiyaç duyarlar. Oyun oynamak, aynı zamanda becerilerinin gelişimi için de bir prova yeridir. Bu nedenle anne ve babanın çocuğuyla oyun oynaması ve çocuğunu akranlarıyla bir araya getirmesi çocuğun sosyal beceri gelişimine katkı sağlayacaktır.

Çocuğun problem yaşadığı konulara göre olayı canlandırma oyunları oynamak ve bu oyunlarda çocuğun güvenli ortamda denemeler yapmasını sağlamak çocuğa yardımcı olabilir.  (yeni tanışılan bir kişi ile konuşma başlatma, öfkelendiği bir arkadaşı ile konuşma vb). Bu tarz rol oyunları, çocuğun karşılaştığı sorunlara karşı verdiği ya da veremediği tepkilerin farkına varmasını sağlayarak, alternatif çözümleri keşfetmesini destekler.

Anne ve babanın günlük yaşantısında karşılaştığı olumlu ya da olumsuz durumlar karşısında kendi duygu ve düşüncelerini çocukla paylaşması da çocuğun modelleme ve öğrenme sürecine katkı sağlayacaktır. Bu sayede çocuk anne ve babasından model alarak her duygunun normal ve kabul edilebilir olduğunu fark edecektir.

Gelişime katkı sağlayacak en önemli araçlardan bir diğeri de hem aile ortamında hem de sosyal ortamlarda çocuğun duygu ve düşüncelerini ifade etmesi konusunda fırsatlar yaratarak onları bu konuda bilinçli bir şekilde desteklemektir. Bu destek, fikir ve tepkilerine aldıkları yanıtlardan dolayı kaçınma ya da olumsuz davranışlar gösteren çocukların kendilerini daha rahat ifade etmesine katkıda bulunur. Verdiği yanıtları yargılamadan gereken durumlarda olumsuz düşünce ve davranışları olumlu düşünce ve davranışlara yönlendirmek de bu gelişim sürecini hızlandıracaktır.

Okunulan kitaplar ya da birlikte izlenen filmlerle ilgili “Sence başka nasıl davranabilirdi, sen olsan ne yapardın?” gibi açık uçlu sorular sorarak alternatif düşünme ve davranma strateji geliştirmeleri sağlanabilir. Aile içinde yapılabilecek bu çalışmaların aile buluşması ya da arkadaş buluşmaları gibi nispeten kalabalık ortamlarda da yapılması çocuğun başkalarının düşünme şeklinin farkına varması ve düşünemediği alternatifleri duyarak bunlar üzerine de düşünmesini sağlayabilir.

Yine özgüveninin geliştirilmesini ve kendine ilişkin farkındalığının güçlenmesini sağlayacak çalışmalar da çocuğun gelişim sürecine katkı sağlayacaktır. Özellikle aile ya da arkadaş ortamlarında bireylerin birbirleri hakkında olumlu özelliklerini dile getirmelerine ilişkin oyunlar oynanabilir. Bu tarz oyunlar çocukların kabul görme hissini güçlendirecek ve olumlu özelliklerini pekiştirmek için motivasyon sağlayacaktır.

Tüm bu destekler sağlanırken ise dikkat edilmesi gereken konulardan biri aile içinde tutarlılığın oluşturulmasıdır. Anne ve babaların aynı durumlarda benzer tutum ve davranışlar göstermesi, anne ve babasını modelleme yoluyla sosyal becerilerini geliştirmeye çalışan çocuğun doğru ve kararlı bilişsel süreçler oluşturması için büyük önem taşımaktadır (DBE, 2015).

Yazan:
Hilal Orhan Geyik
Uzman Psikolojik Danışman

Kaynakça

Ataş, A. T., Efeçınar, İ. (2021). Çocuklar için Gerçek Yaşam Becerileri. (6.Basım). İstanbul: Remzi Kitabevi

DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü. (2015). Mutlu Çocuk Mutlu Öğrenci Okul Döneminde Karşılaşılabilecek Problem Alanları ve Başa Çıkma Yöntemleri. İstanbul: DBE Yayınları

Deniz, M. E., Eryılmaz, A. (Ed.). (2019). Sosyal Beceri Eğitimi. Ankara: Pegem Akademi

Özbaran, B., Köse, S., Kafalı, H. Y. (2021). Sosyal Beceri. İstanbul: Mavi Delta Yayınları