Fobi, bir nesne ya da belirli bir duruma karşı duyulan aşırı, abartılı, mantık dışı korku olarak tanımlanmaktadır. Bu korku bir hayvan, obje, yer ya da bir durum için hissedilebilir. “Fobi kelimesi kökenini Yunan mitolojisindeki korkunun ve korkma duygusunun tanrısı “Phobos” dan alır” (“Fobos”, 2021). Korku ve panik anlamlarına gelir. Fobide şiddetli bir korku ve fobi oluşturan nesne ya da durumlardan özellikle kaçma, uzak durmaya çalışma davranışı görülür. Kişi bazı durumları olduğundan, göründüğünden daha tehlikeli gibi düşünüp karşılaşmanın gerçekleşmesi durumunda da nefes alamayacağı, bayılacağı, öleceğiyle ilgili olumsuz düşüncelerini ya da korkularını engellemekte güçlük yaşar. Yaşanan yoğun korkuya bedensel bazı belirtiler de eşlik edebilir. Bu aşırı korkma hali sadece karşılaşmayla değil bu durumu düşünme, karşılaşılabilecek olma düşüncesi ya da resmini, görüntüsünü görmeyle bile yaşanabilir. Bu durum kişinin yaşam kalitesini düşürebilir. Fobisi olan bireyler kendilerinde fobi oluşturan nesne ya da durumla karşılaştıklarında yaşadıkları korkunun ve gösterdikleri tepkinin fazla olduğunu bilmelerine rağmen kendilerini kontrol edemezler ve abartılı tepkileri gösterebilirler. Mantıksız ve aşırı olan korkularını engelleyemezler.
Fobisi olan kişilerin hayatlarını bu duruma göre şekillendirdikleri ve bir kaçınma davranışı içinde oldukları da gözlemlenebilir. Örneğin; kan görme ya da enjeksiyonla ilgili fobisi olan kişi, gerekli olduğu halde tıbbi işlemler için doktora gitmeyebilir, kan gördüğünde bayılabilir. Benzer şekilde yükseklik korkusu olan kişilerin yüksek yerlerde bulunmaktan; uçak fobisi olan kişilerin uçağa binmekten kaçınması söz konusu olabilir.. Uçakla gidebileceği yere uzun araba yolculuğuyla gitmeleri ya da sadece uçakla gidilebilecek yerlere de gitmemeyi tercih ettikleri görülebilir:
Bazen kişide hiç karşılaşmadığı bir nesne ya da duruma karşı da fobi oluşabilir. Hatta kişi bir fobisi olduğunun dahi farkında olmayabilir. Çünkü kişi, o durum ya da nesneyle karşılaşmamıştır. Kişi ancak karşılaşma gerçekleştiğinde bu durum veya nesneye karşı fobi geliştiğini fark edebilir. Bu durum yaşandığında da, bunun bir fobi olabileceğinden çok sadece çok korkmasıyla ilgili olabileceğini de düşünebilir.
Bazı fobiler çocuklukta bazı fobiler ise erinlik ve onu takip eden dönemlerde ortaya çıkabilir. Amerikan Psikiyatri birliği tarafından yayımlanan tanı Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı (DSM IV)’ nın Türkçe Çevirisi DSM-IV-TR’ye göre fobilerin kriterleri şunlardır:
- “Özgül bir nesne ya da durumun varlığı ya da böyle bir durumla karşılacak olma beklentisi ile başlayan, aşırı ya da anlamsız, belirgin ve sürekli korku.
- Fobik uyaranla karşılaşma hemen her zaman birden başlayan bir anksiyete tepkisi doğurur, bu da duruma bağlı ya da durumsal olarak yatkınlık gösterilen bir panik atağı biçimini alabilir.
Not: Çocuklarda anksiyete, ağlama, huysuzluk gösterme, donakalma, sıkıca sarılma olarak dışavurulabilir. - Kişi, korkusunun aşırı ya da anlamsız olduğunu bilir.
Not: Çocuklarda bu özellik bulunmayabilir. - Fobik durum(lar)dan kaçınılır ya da yoğun anksiyete ya da sıkıntıyla bun(lar)a katlanılır.
- Kaçınma, anksiyöz beklenti ya da korkulan durum(lar)da sıkınıtı duyma, kişinin olağan günlük işlerini, mesleki (ya da eğitimle ilgili) işlevselliğini, toplumsal etkinliklerini ya da ilişkilerini bozar ya da fobi olacağına ilişkin belirgin bir sıkınıtı vardır.
- 18 yaşın altındaki kişilerde süresi en az 6 aydır” (DSM-IV-TR, 2000, s.195-196).
Korku ve Fobi Arasındaki Fark Nedir?
Kişi bir tehlike hissettiğinde kendini korumak için önlem alır. Aslında anlamlı bir tepki verir. Yaşamı devam ettirme içgüdüsüyle kişi kendisine zarar verebileceğini düşündüğü, geçmiş deneyiminde olan ya da olmayan nesne, olay ve durumlardan korkabilir. Karanlık bir yolda yürüyen kişi başına bir şey gelebileceği endişesiyle korkma duygusu yaşayabilir. Bu korku birçok insanın yaşayabileceği bir duygudur. Korku, tehlike anında ya da tehlike oluşabilecek durumda dikkatli ve uyanık olunmasına yardımcı olur. Doğal bir duygu olup, kişiyi tehlikelerden korur ve kişinin hayatta kalması için gereklidir. Korku kişinin yaşamını aşırı derecede olumsuz etkilemez, yaşamının işlevselliğini bozmaz, yaşamında bir engel oluşturmaz, yaşamında ilerlemesine olanak verir.
Korkunun fobideki fark ise korkunun aşırı, anlamsız olması ve kontrolden çıkmasıdır. Korktuğu şeyle karşılaşma düşüncesi kişinin zihnini sürekli meşgul eder; bu korkunun, yaşamın bütün alanlarına yayılması söz konusudur. Kişi aşırı korku duyduğu nesne, olay ya da durumdan sürekli kaçınma davranışı gösterdiği için bu durum kişinin eğitim, iş, aile ve sosyal hayatının olumsuz etkilenmesine neden olur. Korku ile fobi arasındaki en temel fark; korku, bireyin güvende olmasına yardımcı olurken fobi, kişinin hareketlerini, yaşamını kısıtlayıp kişiyi yıpratıcı bir duruma dönüşebilir.
Fobilerin Belirtileri
Kişi fobi oluşmasına neden olan nesne ya da durumla karşılaştığında öncelikle yoğun bir korku, kaygı hissedip bazı bedensel sıkıntılar yaşayabilir. Bu belirtiler; çarpıntı, ateş basması, terleme, nefes alamama hissi, baş dönmesi, mide bulantısı, bayılacakmış gibi hissetme, el, kol ve ayakta uyuşma, karıncalanma, ağız kuruması, bazen bayılma olabilir. Bu nesne ve durumlarla hiç karşılaşma olmadan sadece onları düşündüğünde bile kişide bu olumsuz belirtiler görülebilir. Bu belirtilerin hepsi olabileceği gibi birkaçı da olabilir. Belirtilerin yoğunluğu da kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Bazı fobiler kişiye özgüdür, bazı fobiler ise birçok kişide görülebilir.
Fobilerin Nedenleri
Fobilerin nedenleriyle ilgili farklı kuramlar ve görüşler bulunmaktadır. Psikanalitik bakışın kurucusu olan Freud’a göre fobiler çocukluk döneminde çözümlenememiş duygusal çatışmaların sonucudur. Freud, aşırı korku ve kaçınmanın altında yatan bastırılmış çatışmalar olduğunu söyler. İçsel olarak yaşanan çatışmalar yön değiştirerek dışarda olan obje ya da durumlara yöneltilir.
Bir başka görüşe göre yaşanmış olaylar fobinin nedenlerinden en belirgin olanıdır. Çocukluk ve ergenlik döneminde karşılaşılan nesne, olumsuz bir olay ya da durum bireyin ileriki yaşamında fobisi olan bir birey olmasına neden olabilir. Çocuk ve ergen, acı, endişe verici bir durumu deneyimlediğinde fobi gelişebilir. Örneğin; çocukken bir asansörde kalmak asansörde ya da kapalı bir yerde kalma ile ilgili fobi oluşmasına, bir kedi tarafından tırmalanmak, kediyle ilgili bir fobisi oluşmasına neden olabilir. Birey bazen çocukluk döneminde bir fobiye sahip değilken yetişkin yaşında olumsuz bir deneyimi nedeniyle bir fobi geliştirebilir.
Fobilerin oluşmasında aileden öğrenmenin etkili olduğuyla ilgili görüş de vardır. Sosyal öğrenmeye göre çocukluk ve ergenlik döneminde çevrenin gözlemlenmesiyle de fobi gelişebilir. Böcekten çok korkan bir annenin çocuğunun böcekle ilgili yaşadığı olumsuz bir deneyim olmasa da çocuğun böcekten korkması öğrenilmiş davranışa örnek olabilir. Ya da bir çocuğun, köpek ile ilgili yaşadığı hiçbir olumsuz olay olmamasına rağmen annesinin köpeğe bakarken gözündeki endişe ve korkuyu görüp köpeklere karşı fobi geliştirmesi öğrenme yoluyla oluşan fobidir.
Beyindeki bazı biyokimyasal maddelerdeki değişikliklerin fobi oluşumunda etkili olduğuyla ilgili görüşler de vardır. Beyinde amigdala denilen bölüm korkuların denetiminden sorumludur. Bu bölgedeki adrenalin ve noradrenalinin fazla salınımı nedeniyle bazı insanların diğerlerine göre daha fazla korktukları, korku geliştirdikleri görülmektedir. Yapılan araştırmalara göre genetik yatkınlıkla da fobi oluşabilmektedir. Genetik geçişle endişeli, evhamlı, kaygılı yapının anne babadan çocuğa geçmesi de fobi oluşmasına zemin hazırlayabilmektedir.
Bazen sadece çocukluk dönemine özgü fobiler olabilir. Çocuk, özel giysili, üniformalı kişilerden çok korkabilir. Biraz büyüdüğünde çocuğun bu korkusunun kalmadığı ve bu fobinin geçtiği görülebilir.
Fobilerin Türleri
Çok sayıda fobi türü bulunmaktadır. “İngiliz Psikiyatris Marks’ın 1970 yılındaki fobileri sınıflandırması şu şekildedir: Agorafobi, Hayvan Fobisi, Sosyal Fobi, Özgül Fobiler” (Akhtar, 2014:11).
Agorafobi: Fobiler içinde en bilinen ve en yaygınıdır. Agorafobisi olan bireyler kalabalık yerde bulunmaktan korkarlar. Kendilerini güvende hissettikleri yerden ve alışık oldukları insanlardan, ortamdan uzakta olmak onları aşırı kaygılandırır. Kalabalık ve açık olan alanda zarar görecekleri, başlarına olumsuz bir şey geleceği endişesini taşırlar. Asansör, tünel, alt geçit, sinema, tiyatro, mağaza, alışveriş merkezi, toplu taşıma araçları (otobüs, metro, uçak) gibi yerlerde kendilerine bir çıkış yolu bulamayacaklarıyla ilgili yaşadıkları kaygılar korkularını daha da artırır. Bulundukları bu tip ortamlarda boğulacaklarını, nefes alamayacaklarını, kontrolü kaybedeceklerini hissederler. Agorafobiye panik atak durumları eşlik edebilir. Bu fobiye sahip olan bireyler evden tek başına çıkamama ya da hiç çıkmama gibi bir durum yaşayabilirler.
Hayvan Fobisi: Bu fobi genellikle çocuklukta başlar. Kedi, köpek, böcek, örümcek, fare, yılan gibi hayvanlara karşı duyulan korkudur. Hayvanla karşılaşma olmadığında bireyin yaşadığı olumsuz durum yüksek olmayabilir.
Sosyal Fobi: Sosyal ortamlarda bulunma, tanımadığı kişilerle konuşma, topluluk önünde konuşma, bir başkası bakarken bir şey yazma, yeme, içme gibi davranışların kişiyi aşırı kaygılandırması, bu tip ortamlarda aşağılanma korkusu, sosyal fobidir.
Özgül Fobiler: Özgül fobi grubu içinde olan çeşitli fobiler vardır. Yükseklik, fırtına, gök gürültüsü, karanlık, köprüler, yalnız kalma, uçağa binme fobiyi oluşturan durumlar arasında sayılabilir. Bu grup içerisinde yer alan fobiler çocukluk ve ergenlikte başlayıp birçoğu yetişkinlikte devam etmez. “Fobik durumlar vakadan vakaya değişebilir ama büyük oranda bireye özgüdür” (Akhtar, 2014:12).
Fobilerle Nasıl Baş Edilir?
Fobiler yaygın olmasına karşın bu konuda destek almak için başvuran kişilerin oranı düşüktür. Bazen bu durumun bir kişilik özelliği gibi algılanması destek almayı zorlaştırabilir. Fobilerle ilgili olarak destek almayı engelleyen durumlardan bir tanesi de kişilerin fobi yaşadıkları nesne ya da durumdan kaçarak fobileriyle baş etmeye çalışmalarıdır. Uzak durarak durumla baş etmeye çalışırlar ve bir destek alma ihtiyacı içinde olduklarını, bunun gerekli olduğunu düşünmeyebilirler. Böylelikle bir uzmandan yardım alma süreci ötelenebilir.
Bazen fobilere bazı psikiyatrik hastalıklar da eşlik edebilir. Bireyde anksiyete bozukluğu ve depresyon da var ise fobinin şiddeti artabilir. Korkuların kişinin günlük hayat akışını etkilediği durumlar söz konusu olursa profesyonel bir destek almak iyi olacaktır. Fobilerin tedavisinde psikoterapi ve ilaç kullanımı birlikte uygulanır. Psikoterapide ekollere göre çeşitli teknikler uygulanmaktadır. Terapide güvenli bir ortamda kişinin korkusuyla karşılaşması ve bu korkunun onun için anlamının anlaşılması sağlanabilir. Unutulmamalıdır ki tedavi sürecinin bir uzmanın yönlendirmesi ve takibiyle yapılması her zaman en sağlıklı yoldur.
Yazan:
Melek Atakul
Uzman Psikolojik Danışman
Kaynakça
Akhtar, S. (2014). Acının Kaynakları Korku, Açgözlülük, Suçluluk, Kandırma, İhanet ve İntikam, çev. O. E. İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları
Amerikan Psikiyatri Birliği, Washington DC, 2000’den çev. Köroğlu, E. (2001).DSM-IV-TR Tanı Ölçütleri, Hekimler Yayın Birliği, Ankara
Fobiler; Psikanaliz Yazıları, Baharlık Kitap Dizisi 8, İlkbahar 2004, Bağlam Yayınları, İstanbul
Demirkaynak, İ.B. (2021, 20 Eylül). Korkunun Başlangıcı. https://www.felsefesanatpsikanaliz.com/korkunun-baslangici/7 adresine 1 Ekim 2022 tarihinde erişilmiştir.
Vikipedi, (2021, 29 Haziran). Fobos. https://tr.wikipedia.org/wiki/Fobos adresinden 18 Ekim 2022 tarihinde alınmıştır.