Kardeş Kıskançlığı

Hepimiz yaşamımızın farklı dönemlerinde anne babamızı, kardeşimizi, arkadaşımızı, sevgilimizi, eşimizi kıskanmışızdır. Kıskançlık elde edilmiş olanı kaybetmeme isteğidir. (Pines’den aktaran Yavuzer, 2013). Sevilen insanın gözünde yerini, sevgisini, ilgisini kaybetme kaygısıdır. Kıskançlık; az ya da çok her bireyin hissettiği, insanoğlunun doğasında var olan, yoğun yaşandığında bireyi rahatsız eden bir duyguya dönüşür. Kıskançlık; özenmekten haset etmeye varan boyutlarıyla yaşanabilir. Belli bir miktarda olması kaydı ile kıskançlık aslında doğal bir duygudur.

Kıskançlık, yaşamın her döneminde görülmekle birlikte çocuklukta daha yoğun yaşanmaktadır. Günümüzde anne babaların dert yandığı, sıkıntı yaşadığı konuların içinde kardeş kıskançlığı da yer almaktadır. Kardeş kıskançlığı anne ve babanın sevgi ve ilgisini kaybetme korkusudur. Çok aşırı olmadığı sürece normal karşılanması gereken bir durum olup doğal bir duygudur. Kardeş kıskançlığının yoğunluğu anne baba tutumlarından etkilenmektedir. Anne babanın tutumları; kardeş kıskançlığını nasıl ele aldıkları, çocuklarının bu duyguyla başa çıkmaları için nasıl davrandıkları kardeş kıskançlığının yoğunluğunu azaltmakta ya da artırmaktadır.

Anne babaların isteği birbirleriyle iyi anlaşan, kavga etmeyen, kardeş ilişkileri iyi olan çocuklara sahip olmaktır. Acaba ne oluyor da kardeşler arasında anne babaların beklediği, istediği gibi ilişkiler iyi gitmiyor? Kardeşler arasında kıskançlık yaşanıyor.

Çocuklar Neden Kardeşlerini Kıskanır?

Aileye yeni bir üyenin katılması ile anne, zamanının büyük çoğunluğunu bebekle geçirmeye başlar. Evin ilgi ve sevgi odağındaki çocuk, kardeşinin doğumu ile pabucunun dama atıldığı duygusunu yaşayabilir. Çocuk için en değerli kişi annesidir. Annesini bir başka çocukla paylaşmak kolay değildir; artık kendisinin sevilmediğini, sevilmediği için de anne babasının eve bir bebek getirdiklerini düşünebilir. Gelen kardeşi kendisine rakip olarak görebilir. Anne babasının, kardeşini daha fazla sevdikleri için ona daha fazla zaman ayırdıklarını bütün ilgi, sevgi ve dikkatlerini küçük kardeşine verdiklerini düşünerek kıskançlığı yaşar.

Kıskançlık, sadece büyük kardeşin küçük kardeşini kıskanması şeklinde görülmemektedir. Aynı zamanda küçük çocuk da büyüdükçe büyük kardeşin sahip olduğu hak ve ayrıcalıkları kıskanır. Onun sahip olduğu hak ve ayrıcalıklara sahip olmak ister.

Çocukları birbirleriyle kıyaslama tutumu da kıskançlığa sebep olmaktadır. Anne ya da babanın çocuklarını harekete geçirmek için yaptıkları kıyaslamalar çocukların birbirlerine kızgınlık, rekabet duygularını artırabilir. “Bak ablana ne kadar başarılı” ya da “Bak kardeşine ne kadar düzenli, tertipli” vb. gibi söylemler kıskançlığı daha da pekiştirir.

Bazı ailelerde de bir çocuğu daha fazla sevme, koruma, kollama ve tercih etme davranışının kardeş kıskançlığını ortaya çıkardığı, yeterince ilgi, sevgi gösterilmeyen çocuğun da kıskançlık duygularının körüklendiği görülür.

Kardeşler arasındaki yaş farkının az olması da kıskançlığı etkiler. Yaş farkı az olan kardeşlerdeki kıskançlığın yaş farkı fazla olanlara göre biraz daha yoğun olduğu görülebilir. Yaş farkı 1,5 ile 3 yıl arasındayken kıskançlığın çok daha şiddetli olacağı, bu yaş aralığının en duyarlı, en kolay etkilenebilir bir dönem olduğu saptanmıştır. (Podolsky aktaran Yavuzer, 2013.)

Kardeşini Kıskanan Çocuk Nasıl Davranır?

Kardeş kıskançlığı her çocukta aynı şekilde aynı yoğunlukta görülmeyebilir. Kıskançlığın dışavurumunda farklılıklar olabilir. Bazı çocuklar kardeşini kıskandığını açıkça belli edip sözleri ile dile getirir. Bebeği sevmediğini söyleyip evden gitmesini isteyebilir.

Bazı çocuklar da yaşadıkları kıskançlığı bastırmak ya da anne babasının tepkisinden çekindikleri için kardeşi olduktan sonra ona yoğun ilgi ve abartılı sevgi gösterirler. Aksi davranırlarsa anne ya da babalarının sevgisini kaybedeceklerini düşünürler. Bazen de çocuk tekrardan anne babasının ilgisini, dikkatini çekmek için bebek gibi davranabilir. Bebeksi konuşmalar, alt ıslatma, biberonla beslenmeyi isteme, parmak emme görülebilir. Bazı çocuklar da anne babanın ilgisini olumsuz davranışlarla çekmeye çalışır. Bazen de sevilmediklerini düşünerek içine kapanan çocukları görürüz. Sessizleştikleri gibi yemek, uyku, tuvalet alışkanlıkları da değişebilir. Tırnak yeme, baş ağrısı, karın ağrısı, kusma, mastürbasyon gibi belirtiler de gözlemlenebilir.

Kardeş Kıskançlığında Doğum Sırasının Önemi Var mıdır?

Kardeş kıskançlığında doğum sırasının önemli olduğuna ilişkin görüşler bulunmaktadır. En büyük çocuk, kardeşi doğuncaya kadar evin tek çocuğudur. İlk göz ağrısı olmasından ötürü ilgi ve sevginin üzerinde olmasına alışmıştır. Anne babanın çocuk büyütme konusundaki deneyimi az olduğu için ilk çocuğuna daha fazla özen gösterdiği bilinmektedir. Bu özen ve ayrıcalıklara sahip olarak yaşayan en büyük çocuk kardeşinin doğumunun evdeki durumu değiştirmesinden dolayı kardeşini kıskanabilir.

Ortanca çocuk da her zaman büyük kardeş ile küçük kardeş arasında sıkışıp kalmıştır. Büyük kardeşine tanınan ayrıcalıklara da küçük kardeşine gösterilen özene de sahip olmadığını düşünür. Bu durum ortanca çocuğun kıskançlık yaşamasına sebep olabilir.

Küçük çocuk kendinden büyük kardeşlerine göre daha benmerkezcidir, istediklerini kolayca elde eder. Evin en küçüğü diye sürekli korunur ve kollanır. Ailenin ilgi odağında olup bir türlü büyümesine izin verilmeyen küçük çocuk da diğer kardeşleri tarafından kıskanılır.

İkizlerde Kıskançlık

İkizlerde daha başarılı, daha yetenekli olanın ön plana çıkartılması veya beceri ve yeteneği az olanın daha korunup kollanması, ona fazla ilgi gösterilmesi de aralarında rekabet oluşmasına, kıskançlık yaşanmasına sebep olur.

İkizlerde; aynı elbiseleri giydirme, aynı oyuncakları alma, aynı spor ve etkinlikleri yapmalarını sağlama vb. tutum ve davranışlar ikizlerin bireyselleşmesini, kişiliklerinin gelişimini, ayrı bir birey olmalarını engeller. İkiz çocukların öncelikle anne baba tarafından iki ayrı birey oldukları kabullenilmelidir. İkizlerin birbirlerine bağımlı olmamaları önemlidir, bu nedenle bireyselleşebilmeleri için belli zamanlarda ve alanlarda birbirlerinden ayrılmalarına fırsat verilmelidir.

Kıskançlık elde edilmiş olanı kaybetmeme isteğidir.

Anne Babalar Kardeş Kıskançlığı Yaratmamak İçin Nasıl Davranmalıdır?

  • Eve yeni bir kardeş gelecekse özellikle doğum öncesinde anne baba tarafından çocuğa, eve yeni bir üyenin geleceği anlatılmalı, çocuk kardeşinin doğacağına zihinsel olarak hazırlanmalıdır.
  • Yeni doğan kardeşle beraber evdeki düzenin değişeceği ama anne babasının kendisine olan sevgisinin asla değişmeyeceği anlatılmalıdır.
  • Doğum sonrası bebeği ziyarete gelen akraba, eş, dostun bebeğe aşırı odaklanması, sürekli onunla ilgilenmeleri çocuğun kendisini değersiz, sevilmeyen hissetmesine neden olabilir. Ziyarete gelen kişiler ve bu ziyaretler esnasında anne baba büyük çocukla da ilgilenmeyi unutmamalıdır.
  • Çocuk, kardeşini kıskanacak bir şey yaptığında anne babanın, evdeki aile büyüklerinin ya da ziyarete gelenlerin “Kardeşini kıskanıyor, onun için böyle yapıyor ya da kardeşini kıskanmıyor değil mi?” vb. konuşmaları ile karşılaşmamalıdır.
  • Kardeşi doğduktan sonra çocuğun odasını ayırmak, yuvaya, anneanneye, babaanneye göndermek çocukta, evden uzaklaştırıldığı ve sevilmediği duygusunu yaşamasına sebep olacaktır. Eğer yuvaya, anaokuluna gönderilecekse ya da başka değişiklikler yapılacaksa kardeşi doğmadan önce gerçekleştirilmelidir.
  • Kardeşine fiziksel şiddet uygulayacak olursa kızmak, vurmak yerine çocukla yaptığı davranışın yanlış olduğunu, kardeşine vurmasına müsaade etmeyeceğinizi konuşmak yerinde olacaktır.
  • Zarar vereceği kaygısıyla büyük çocuğu sürekli bebekten uzak tutmaya çalışmak da büyük çocukta rahatsızlık uyandıracaktır.
  • Çocuğa kardeşinin henüz küçük olduğu, büyüyünce beraber oyun oynayabileceği, artık onun da bir kardeşi olduğu, kendisinin onun ablası ya da ağabeyi olduğu anlatılmalıdır ancak her seferinde abla abi olduğunu hatırlatan konuşmalardan da kaçınmak gerekir.
  • Kardeşiyle ilgili süreçlerde yardımını istemek, onu da işin içine katmak kardeşine çabuk alışmasını sağlayabilir.
  • Anne, bebekle ilgilendiğinde babanın da büyük çocukla ilgilenmesi, onun sevdiği etkinliklere yer vererek birlikte zaman geçirmeleri yerinde olur.
  • Büyük çocuktan yaşının üzerinde olgunluk beklenmemeli onun da bir çocuk olduğu unutulmamalıdır.
  • Kardeşler arasındaki kıyaslamalar aralarındaki rekabeti ve kıskançlığı artıracağından bundan kaçınılmalıdır. Kıyaslama yerine farklı, iyi, güzel olan yanları vurgulanmalıdır.
  • Kardeşler arasında yardımlaşma, dayanışma ve paylaşma teşvik edilmelidir, iyi anlaştıklarında “Çok güzel anlaşıyorsunuz.” şeklinde geri bildirim verilmelidir.
  • Çocuklar arasında ayrım yapılmadan her birinin ailede özel bir yeri olduğunu fark etmeleri sağlanmalıdır.
  • Bir problem yaşadıklarında “Önce sen anlat… şimdi sen anlat bakayım” şeklinde aralarına girmek yerine birbirlerine fiziksel şiddet uygulamadıkları sürece sorunu kendilerinin halletmelerine fırsat verilmelidir.

Unutulmamalıdır ki;

Anne babalar; çocukları arasında kıskançlık oluşmasını, yaşanmasını tamamen engelleyemezler. Ayrım ve kıyaslama yapmadan; çocuklarının yaşına, kişiliğine uygun tutum ve davranışlar gösterdikleri sürece çocuklarının kardeşlik ilişkilerinin olumlu ve sağlıklı olmasını destekleyebilirler.

Yazan:
Melek Atakul
Uzman Psikolojik Danışman