Teknolojik Aletlerin Erken Dönem Çocuklukta Kullanımı ve Etkileri

Akıllı telefonlar, tabletler, bilgisayarlar… Teknolojinin gelişmesiyle beraber, günlük yaşantımızın neredeyse ayrılmaz bir parçası haline geldiler. Aslında bu durum sadece biz yetişkinler için değil çocuklar için de söz konusudur. Çevremize şöyle bir baktığımızda teknolojinin içinde doğan bebeklerin herhangi bir nesneyi kavrama kabiliyeti kazandığı andan itibaren anne babasının akıllı telefonu ya da tabletiyle de oynamaya başladığını görüyoruz. Hatta kimi zaman bu kadar erken yaşta teknolojiye olan yatkınlıklarını şaşkınlıkla izliyoruz. Her ne kadar yaşadığımız çağın doğal bir sonucu olarak görünse de daha bebeklikten itibaren teknolojiyle bu kadar iç içe olmak ne kadar doğru? Bazen sadece eğitim amaçlı olarak çocuklarımızın bu teknolojik aletleri kullanmalarına izin verirken bazen de yemek yemesini kolaylaştırmak, oyalamak, sakinleştirmek ya da kendi işlerimize zaman ayırabilmek için kullanmayı tercih ediyoruz. Kuşkusuz bu durum anne babaların akıllarına “Acaba doğru yapıyor muyum?”, “Ne kadar kullanmasına izin vermeliyim?” gibi soruları getiriyor.

Erken dönem çocuklukta teknolojik aletlerin kullanımının çocukların sosyal, duygusal ve bilişsel gelişimi üzerindeki etkisi düşünüldüğünde; bu dönemdeki anne baba tutumlarının ne kadar önemli olduğu ortaya çıkıyor. Bizler de hem akıllarda oluşan bu sorulara cevap bulabilmek hem de teknolojinin erken dönem çocukluktaki etkilerinin neler olduğunu görebilmek adına Amerikan Pediatri Derneği’nden (Amerika) Doktor Ari Brown’un, Nevada Üniversitesinden YaeBin Kim’in ve Royal College of Surgeons’ın Siber Psikoloji Araştırma Merkezinden (İrlanda) Ciaran Haughton, Mary Aiken, Carly Cheevers’ın makalelerini sizler için derlemeye çalıştık.

Piaget’nin duygu-motor dönemi olarak adlandırdığı 0-2 yaş döneminde bebeğin düşünceleri, onun fiziksel aktivitelerine dayanır. Piaget’ye göre bebek doğduğu andan itibaren, dünyayı kavramak için çerçeve oluşturacak bilişsel şemalar geliştirir. Bu süreçte dokunabilme, yiyebilme gibi düşünceleri organize etmeye ve zamanla davranışları arasında seçici olmaya eğilim gösterir. Teknolojik aygıtların ilk bozucu etkisi bu şema gelişiminin oluşum sürecinde ortaya çıkmaktadır. Yapılan araştırmalar, bebeğin ekrandaki hızlı-akıcı görüntülerden etkilendiğini ve bu durumun zihninde kalıcı şemaların oluşmasını olumsuz yönde etkilediğini ortaya çıkarmıştır.

Erken dönem çocuklukta beyin gelişimini olumlu yönde etkileyen faktörlerden biri de bebeğin çevresindekilerle iletişim halinde olmasıdır. Bakım veren kişinin sesini duyarak onunla göz kontağı kurarak oyun oynaması bebeğin gelişim sürecini olumlu yönde destekler. Sosyal bir çevre ile etkileşim içerisinde olması merak ve keşfetme duygusunu besler ancak bu dönemde dijital medyaya uzun süre maruz kalınması nedeniyle, çocukların ileride duygusal sorunlar yaşadıkları, sosyal ilişki kurmada zorlandıkları ve çabuk sıkılabildikleri de fark edilmiştir. Bu araştırma aynı zamanda çocukların şiddeti normalize ettiklerini ve şiddet eğilimi gösterebildiklerini, özdeşim kurdukları karakterlerin davranışlarını günlük yaşamlarına ve oyunlarına yansıtabildiklerini de göstermiştir.

Yapılan bir diğer araştırmada da, 0-2 yaş aralığındaki bebeklerin günde yaklaşık 60 dakika, 2-4 yaş aralığındaki çocukların yaklaşık 90 dakika teknolojik aletlerde zaman geçirdiği ve yaş büyüdükçe geçirilen zaman diliminin arttığı tespit edilmiştir. Çocukların 1-7 yaş arasında, uzun dönemli takip edildiği bir başka araştırmada ise 3 yaşından önce maruz kalınan her bir saatlik dijital medyanın ileride dikkat problemi yaşama riskini %1 oranında artırdığı gözlemlenmiştir. Araştırmada yetişkin algısına uygun bir akış içeren ekranın hızlı geçişler ve soyut yapısının çocukların algılarına uygun olmadığı, bu nedenle kopuk ve kesik dikkat aralıklarına yol açtığı gözlemlenmiştir.

Bilişsel gelişimi gözlemlemek adına yapılan bir başka araştırmada ise, 3 yaşından önce teknolojik aygıtların kontrolsüzce kullanımının, akademik beceriyi etkilediği; çocuğu okuma, yorumlama, düşünme konusunda zorluk yaşamasına neden olduğu aktarılmıştır. Aynı zamanda dil becerisinin gelişimini de olumsuz etkilediği, çocukların kelime dağarcığının zenginleşmesini engellediği ve konuşmayı geciktirebildiği ortaya çıkmıştır.

Araştırmalarda, teknolojik aletlerin sadece çocukların sosyal, duygusal, bilişsel gelişimlerini değil fiziksel gelişimlerini de etkilediği ve sağlık sorunlarının yaşanmasına neden olduğu tespit edilmiştir. Uzun süre televizyon ve tablet kullanan 1-5 yaş arası çocukların fazla kilolu oldukları hatta obezite sınırında olabildikleri gözlemlenmiştir. Ayrıca göz (kızarıklık, kuruluk, bulanıklık…), baş, boyun, sırt ile ilgili sağlık problemleri yaşadıkları tespit edilmiştir. Başka bir araştırma sonucu da uyku öncesi teknolojik alet kullanımının, 3-5 yaş arası çocukların uyku sorununa sebep olduğunu göstermiştir. Var olan gelişimsel korkularına ek olarak maruz kaldıkları karşısında etkilenen çocukların sıklıkla kâbus gördükleri ve uykuya geçmede zorlandıkları fark edilmiştir.

Bununla birlikte teknolojinin doğru kullanımıyla çocukların gelişebileceği de araştırmalar doğrultusunda ortaya çıkmıştır. Eğitim amaçlı yapılmış, çocukların yaşlarına uygun programların, çocuklara kontrollü olarak seyrettirilmesinde bir sakınca olmadığı hatta çocukların sosyal, dil gelişimlerini olumlu yönde etkilediği ve onları okula hazırladığı görülmüştür. Bu tarz eğitim programlarının, çocuklarda farklı düşünmeye, neden-sonuç ilişkisi kurmaya, görsel dikkati ve yaratıcılığı geliştirmeye katkı sağladığı da gözlemlenmiştir.

Günümüzde teknoloji kullanımının hızlı bilgi alışverişi sağladığını, zaman ve mekân kavramlarının sınırlarını kaldırdığını, bilgiye ulaşma konusunda kişiyi özgürleştirdiğini görmekteyiz. Kişi öğrenmek ya da aktarmak istediği her şeyi dünyanın en uzak noktasına kadar ulaştırma fırsatına sahiptir. Bu noktada teknolojinin, çocukların bilgiye çabuk ulaşmaları ve hızlı öğrenmeleri konusundaki rolü önemlidir.

Teknolojik Aletlerin Kullanımında Anne Babalar Nelere Dikkat Etmelidir?

  • 0-2 yaş aralığındaki bebekleri olabildiğince teknolojik aletlerden uzak tutmak gerekir. O yaş dönemi, bilişsel şemaların oluştuğu ve beynin hızlı geliştiği bir dönem olduğundan ekrandaki hızlı renk değişimleri şema oluşumunu olumsuz etkilemektedir.
  • 3-5 yaş aralığında olan çocukların da teknolojik aletleri kullanma sürelerinin “sınırlı” olması önemlidir. Bu süre genelde 1 saati geçmemeli, çocuğun bu 1 saati tek seferde değil parça parça olacak şekilde (15-20 dakika) kullanması sağlanmalı ve bu zaman dilimlerinin özellikle gece saatlerine denk gelmemesine dikkat edilmelidir. Bununla birlikte izleyeceği programların yaşına uygun ve eğitici olması da ayrıca önemlidir.
  • Küçük yaşta olan çocukların kendilerine ait dijital alet edinmelerine izin vermenin doğru bir karar olmadığı; kendilerine ait bir tablete, televizyona, akıllı telefona ya da bilgisayara sahip olduklarında onları daha fazla kullanma eğiliminde oldukları gözlemlenmiştir.
  • Televizyon, bilgisayar, vb. aletlerin kapalı olması ya da dikkat çekici bir unsur olmasının engellenmesi aile içi iletişimi güçlendirmektedir. Çocuğun o an oynadığı ya da ilgilendiği konuya yeterli derecede dikkatini vermesini sağlayabilmek için ebeveyn olarak dikkatinizi ona yoğunlaştırmanız ve özellikle de fonda bile olsa televizyonun sürekli açık olmamasına dikkat etmeniz önemlidir.
  • Küçük yaştaki çocukların kaslarını geliştirmek, enerjilerini atabilmek için ekran başında hareketsiz oturmaya değil, bol bol fiziksel aktiviteye ihtiyaçları var. Bu yüzden ebeveynler olarak onların bol bol hareket etmelerini, örneğin; sokakta oynamalarını, dans etmelerini, spor yapmalarını ve hatta ev işlerinde yardımcı olmalarını sağlamak gerekir.
  • Teknolojik aletlerin kullanımında net sınır koymak ve anne baba olarak beklentilerin ne olduğunu açıklamak önemlidir. Çocuklar, kararlı ve net olunduğunda, kuralların olduğunu gözlemlediklerinde kendilerini daha güvende hissederler. Kendilerinden beklenileni bildiklerinde buna uyum sağlamakta başta zorlanır gibi görünseler de aslında gayet rahat uyum sağlarlar.
  • Çocukların teknolojik aletleri kullanırken takip edilmeleri önemlidir. Neleri izleyip neleri izleyemeyeceğini, hangi oyunları oynayabileceğini önceden konuşmak ve bu konuda kararlı olmak gerekir. Ayrıca izledikleri çizgi film ya da oynadığı oyunların içeriği ile ilgili anne baba olarak bilgi sahibi olmak takip sürecini kolaylaştıracaktır.
  • Çocuklar çizgi film seyrederken tablette, bilgisayarda oyun oynarken anne baba olarak yanlarında olabilmek önemlidir. Böylece olumsuz sahnelerle karşılaşıldığında, bunların üzerine konuşmak ve seyredilenleri birlikte analiz etmek, çocukların iyi- kötü, doğru- yanlış kavramlarını doğru şekilde kurgulamalarına yardımcı olacaktır.
  • Ebeveynler bazen hızlı olmak ya da zaman kazanmak için dijital aletleri kullanma eğilimi gösterebilirler. Örneğin; çocuğun yemek yemesi ya da sakince oturması için televizyon veya tableti araç olarak kullanılabilirler. Çocuk gerçekten daha kolay yemek yemektedir ancak tam olarak ne yediğini fark etmeden yediği için bu durum ileriki dönemlerde yeme konusunda sorun yaşanmasına neden olabilir.
  • Evde bir yetişkin olarak ne kadar teknolojik aletler karşısında zaman geçirildiğine dikkat etmek önemlidir. Çocuk, çoğu zaman anne babayı model aldığından onu taklit etme eğilimi gösterecektir. Dolayısıyla anne baba ne kadar çok teknolojik alet kullanırsa, çocuk da o kadar kullanmak isteyecektir.

21. yüzyılda teknolojiden korkarak ya da kaçarak yaşamak yerine, teknolojinin olabildiğince verimli şekilde nasıl kullanılacağını öğrenmek hayatı kolaylaştıracaktır. Ebeveyn olarak çocukların teknolojiden faydalanırken sınırlarını iyi anlamalarını sağlamak, arzu edilen verime ulaşmayı destekleyecektir.

Çeviren:
Aylin Germiyen Alioğlu
Psikolojik Danışman