Bir Varmış Bir Yokmuş, Çocuklar Da Yetişkinler De Masalları, Hikâyeleri Severmiş…

Evvel zaman içinde kalbur saman içinde deve tellâl, pire berber iken, ben annemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken, her ülkede rastlanan ve kaynağı belli olmayan, hem yetişkinlerin hem de çocukların çok keyif aldığı bir etkinlik varmış. Bu etkinliğe “masal” denirmiş. Masalın bir masalı olsa girişi de bu şekilde olurdu herhalde. Ama şimdi sizlere masalın masalını anlatmak yerine, kimi zaman büyüklerimizden keyifle dinlediğimiz kimi zaman da kitaplar ile hayal dünyasına yolculuk yaptığımız masal ve hikâyelerin gelişim sürecimize katkılarını anlatmamıza ne dersiniz? O halde bu yazının sonunda gökten düşecek üç elmayı da şimdiden siz okuyucularımıza armağan ederek söze başlayalım.

Günümüz masal araştırmacıları, masalların kültürün ortak bir mirası olduğunu ve özellikle çocuklar için oluşturulmadığını dile getirseler de masalların çocuk gelişimine büyük katkıları olduğu konusunda uzlaşmaktadırlar. Her çocuk masal dinlemeyi sever ve masal dinleyen, okuyan çocuk, dünyayı her yönüyle tanıma fırsatı yakalar. Pek çok toplumsal kuralı dinlemek, anlamaya, öğrenmeye çalışmak sıkıcı olabilecekken masalar ve hikâyeler aracılığıyla bu kurallar ilginç ve zevkli bir şekilde öğrenilir. Kuralların yanı sıra, çocuklar yaşamda karşılaşacakları çeşitli sorunlarla baş etme yollarını da masallar ile fark ederler. Çevresini tanıyıp anlamaya uğraşan, olup bitenler hakkında neden sonuç ilişkileri kurmaya çalışan çocuklar için olağanüstü ve gizemli güçlerin sürükleyiciliğinde tüm kötülüklere ve kötülere rağmen iyi, dürüst ve yardımseverlerin kazanması, masalların genelde mutlu sonla bitmesi, çocuğun da iyilerle özdeşleşip onların dünyasında yer almayı hedeflemesinde önemli bir yer tutar. Masallarla aslında anlatılması ve anlaşılması zor olan olguların anlamlandırılabilmesi de sağlanır. Masallar ve hikâyeler çocukların birçok gelişim alanı üzerinde önemli bir etkiye sahiptir.

Masal Ve Hikayelerin Çocukların Gelişimine Etkileri

  • Hayal gücü ve yaratıcılıklarını geliştirir:

Walt Disney hayal gücünün önemini “Eğer hayal edebildiğin bir şeyse, yapabilirsin. Onların peşinden gidecek cesaretin varsa, bütün rüyaların gerçek olabilir.” sözüyle çok güzel ifade etmektedir. Cemal Süreyya da “Masal dinlememiş çocuklar büyüyünce kedi resmini bile cetvelle çizerler.” sözüyle Walt Disney’e benzer görüşlerini dile getirmiştir. Masal ve hikâyelerdeki ayrıntılı betimlemeler ve yoğun renkli görseller, çocukların görsel yönlerinin ve hayal güçlerinin gelişimini destekleyen, hayal dünyalarının ve yaratıcılıklarının kapısını açan bir anahtar gibidir. Hem dinleyeni hem de anlatanı hayal dünyasıyla buluşturan masallar ve hikâyeler, günlük hayatın karmaşasından bir nebze olsun bir kaçış fırsatı yaratırlar. Günümüzde gerek yetişkinler gerekse çocuklar tarafından uzun zaman dilimleri ayrılarak izlenen televizyon programları, izleyicilerin hayal kurma gücünü zayıflatırken, masal ve hikâyelerse çocuklara hayal güçlerini kullanma ve geliştirme fırsatı sunar.

  • Çocukların sorun çözme ve korkularıyla baş edebilme becerilerini geliştirir:

Masal ve hikâyeler; çocukların, neyin doğru-yanlış, neyin iyi-kötü olduğu üzerinde düşünme, karar verme ve yaşadıkları sorunlar karşısında farklı seçeneklerle problem çözme becerilerini geliştirir. Bunun yanı sıra, masal ve hikâyelerin çocukları rahatlatıcı ve stresle baş etmelerini sağlayıcı etkileri de vardır. Ayrıca, çocuklar korkularıyla baş etmeleri konusunda yardımcı olurlar. Çocuğunuzun korkularına benzer korkuları ele alan hikâye ve masalları onlara anlatmak, çocuğunuzun bu korkularıyla başa çıkmasına yardım edebilir. Çocuğunuza duyguları içeren bir masal veya hikâye okuduğunuzda ya da anlattığınızda, bu çocuğunuzun kendi duygularını tanımasına ve kabullenmesine yardımcı olacaktır. Bunun yanı sıra, çocuğunuz kendi duygularının normal olduğunu, kendisi gibi diğer çocukların da benzer duyguları hissedebildiklerini anlayacaktır.

Masallar ve hikâyeler iyilik, zarafet, kötülüğe karşı zafer kazanmak gibi olumlu konuları ele alırken bir taraftan da Pamuk Prenses ve Sindrella’da değinilen kıskançlık, Küçük Deniz Kızı’nda yer verilen ayrılık ve Aslan Kral’da ele alınan kayıp gibi baş edilmesi zor olan duygu ve durumlarla çocukların tanışmalarına olanak sağlar. Bu kavramlar gerçek hayata dokunan kavramlardır. Masal ve hikâyeler normalde çocuklarla konuşulması kolay olmayan konu ve duyguları daha güvenli bir ortamda dile getirme olanağı yaratarak çocukların zor durumlarla sağlıklı baş etme becerileri geliştirmelerine yardımcı olur.

  • Empati duygularını destekler:

Masal ve hikayeler, çocukların başkalarının başına gelen olaylara karşı daha duyarlı olmalarını öğreterek, empati duygusunu geliştirmelerine yardım eder. Princeton Üniversitesi’nde yer alan bir grup bilim ekibi tarafından, 2010 yılında yapılan araştırmalarda, beyin görüntüleme teknikleri kullanılarak hem İngilizce hem de Rusça akıcı bir şekilde hikâye anlatan bir kişinin her iki dilde anlattığı hikâyeler sırasındaki beyin aktivasyonu kaydedilmiştir. Daha sonra, İngilizce konuşan ama Rusça bilmeyen bir grup gönüllü katılımcı da kulaklıklar takarak anlatılan bu hikâyeleri dinlemişlerdir. Hikâye dinleme sırasında da katılımcıların beyin aktivasyonları kaydedilmiştir. Katılımcılar İngilizce olarak anlatılan hikâyeyi dinlediklerinde, hikayeyi anlayabilmiş ve katılımcılar ile anlatıcının beyin aktivasyonlarında bir senkronizasyon belirlenmiştir. Katılımcılara ayrıca hikâyeleri dinledikten sonra hikâyenin ne kadar anlaşıldığına yönelik anlama soruları da sorulmuştur. Katılımcılar hikâyeyi ne kadar iyi anlamışlarsa, anlatıcı ile beyin aktivasyonları o kadar benzerlik göstermiştir. Katılımcılar hikâyeyi Rusça olarak dinlediklerinde ise, anlatıcı ve dinleyici beyinleri arasındaki bu aktivasyon eşliği kaybolmuştur. Hikâyeyi anlatan kendi başından geçen bir olayı diğer katılımcılara aktarmaya çalışmış fakat dinleyiciler bunu anlayamamışlardır (Stephens, Silbert, & Hasson, 2010). Sonuç olarak sadece hikâye anlatma yolu ile anlatıcının kendi yaşadığı düşünce ve duyguların benzeri, dinleyicilerin beyinlerinde de oluşabilmiştir. Bu çalışma, bir hikâye aracılığı ile insanların yaşadıkları deneyimleri birbirlerine aktarabildiklerini ve birbirlerinin hissettiklerini anlayabildiklerini ortaya koymuştur. Ayrıca bulgular, masal ve hikâyelerin çocukların başkalarının başına gelen olayları anlayarak onlarla empati kurmalarını ve duyarlılıklarını artırmalarına yardımcı olabileceğini göstermektedir.

  • Dil gelişimini destekler:

Bol bol masal ve hikâye dinleyen çocuklar günlük konuşmalar sırasında duymadıkları yeni kelimelerle tanışma fırsatı bulur ve kelime dağarcıklarını geliştirirler. Kelime hazineleri geniş olan çocuklar kendilerini çok daha anlaşılır bir şekilde ifade edebilir ve daha rahat iletişim kurabilirler. Ayrıca, çocuklara sık sık hikâye okunması, hikâye anlatma becerilerine de katkıda bulunur. Sözlü anlatı becerileri kelime hazinesinin ötesinde, olayların yer ve zaman bilgisi verilerek anlamlı bir neden sonuç ilişkisi içerisinde anlatılmasını ve dil bilgisi gibi çok daha üst düzeydeki dil becerilerini içerir. Yapılan araştırmalar erken yaştaki sözlü anlatı becerilerinin çocukların ileriki yaşlardaki okuma-yazma gelişimine önemli bir katkısı olduğunu ortaya koymaktadır (Heilmann ve ark. 2010; Miller ve ark. 2006). Bu nedenle özellikle okulöncesi dönemde çocuklara erken yaşlardan itibaren düzenli olarak masal ve hikâye okunması ve çocuklara da resimlere bakarak masal-hikâye oluşturma fırsatı verilmesi okul çağındaki akademik gelişimlerini destekleyici olacaktır. Tıpkı domino taşlarının birbirine olan etkisi gibi, yetişkinler çocuklara erken yaşlardan itibaren ne kadar sık ve düzenli olarak masal ve hikâye okurlarsa, çocuklar da kitap okumaya o kadar ilgili hale gelebilirler.

Yapılan bir araştırmada annelerin hikâye anlatma becerilerinin Türkçe konuşan okulöncesi dönem çocuklarının sözlü hikâye anlatma becerilerini etkilediği ortaya konmuştur (Ayaş-Köksal, 2011). Hikâyelerini karakter, yer ve zaman, olay örüntüsü, sonuç ve ana fikirden bahsederek daha yetkin bir şekilde anlatan annelerin çocuklarının da hikâye anlatma becerilerinin daha yüksek olduğu bulunmuştur.

  • Dikkatlerini, hafızalarını ve muhakeme yapma becerilerini geliştirir:

İster yazılı ister sözlü olsun bir masal ya da hikâyeyi anlamlandırabilmek için öncelikle çocukların tüm dikkatlerini toplayarak dinlemeleri gerekir. Dikkatlice dinlenen bu masal ve hikâyelerin başka arkadaş ve aile üyelerine doğru bir şekilde anlatılması için hafızada tutulması ve ezberlenmesi gerekir. Dikkat ve hafıza gibi bilişsel süreçler dışında çocukların verilmek istenen mesajları anlamlandırmaları için muhakeme ve çıkarım yapma becerilerini de kullanmaları önemlidir. Ebeveynler olarak, çocuklarınızla masal ve hikâye okuma ve anlatma sırasında, “Olaydaki karakterler kimlerdi? Ne olmuştu? Sonra ne olabilir? Neden bu şekilde sonuçlanmış olabilir?” şeklinde sorular sorarak, çocuklarınızın anlatılanları dikkatli bir şekilde dinlemesini, aklında tutmasını ve olaylar arasında neden sonuç ilişkileri kurarak çıkarımlar yapmalarını sağlayabilirsiniz.

  • Masal ve hikâyeler çocukların toplumsal değerleri öğrenmelerinde rol oynar:

Nesilden nesile aktarılan bazı masallar bizi eğlendirirken, insan davranışlarını da etkileyerek toplumun sosyal kurallarının ve değerlerinin de öğretilmesine katkı sağlar. Avusturalya’daki Aborjinlere yönelik çalışmalar, genellikle akrabalık ilişkilerinin ele alındığı masalların, gelecek nesillerin sosyal yaşamları üzerindeki etkilerine yönelik bulguları ortaya koymaktadır. (Keen’den aktaran Coe, Aiken, ve Palmer, 2006).

Birçok masal ve hikâyenin içinde adalet, dürüstlük, işbirliği, paylaşma, bireyin kendisine ve başkalarına saygı duyması gibi toplumsal değerler işlenir. Böylece çocuklar da o toplumda önem verilen değerleri masal ve hikâyelerle anlayabilir ve yaşamlarında da uygulayabilirler.

Çocukların dünyasında önemli bir yer tutan masal ve hikâyeler günümüzde üç boyutlu filmlere, tiyatro gösterimlerine ve çizgi filmlere dönüşerek farklı bir boyut kazanmıştır. Oysaki masallar henüz sözlü edebiyat türüyken, yöreden yöreye, köyden köye giden masal anlatıcıları varmış. Masal anlatıcısı geldiği zaman çevredeki insanlar etrafına toplanır, ona masal anlatması için iltifatlar, jestler yapar, saygı gösterir ve gönlünü kazanarak onun masal anlatmaya başlamasına çalışırlarmış. Bu gelenek anlatılacak masalın hem eğlenceli hem de ciddi bir iş olduğunu vurgularmış. Günümüzde masal anlatıcısı gibi bir meslek kalmasa da, teknoloji hayatımızda fazlaca yer almış olsa da kitaplar hala masal ve hikâyelere erişim için değerli ve ulaşılabilir kaynaklardır. Bu noktada yaş gruplarına uygun masal ve hikâye kitaplarının seçimi önem kazanmaktadır. O zaman biz de az gidelim uz gidelim hep birlikte yaşlara uygun kitapların özelliklerine daha yakından bakalım.

Hangi Yaş Aralığındaki Çocuklara Hangi Kitapları Seçelim?

Kendisine kitaplar okunarak büyüyen bir çocuğun gelişimsel olarak yaşıtlarından daha ileri bir algılama düzeyine sahip olduğu bilinen bir gerçektir. O halde hem gelişimlerini desteklemek hem de ilerde kitap okuma alışkanlığı kazanmış bireyler yetiştirebilmek için neler yapmalı, hangi yaşlarda hangi kitapları seçmeliyiz?

Genel olarak dikkat edilebilecek noktalar:

  • 0-1 yaş grubunda çocuğun dünyasında bulunan nesnelerin, canlı resimlerin olduğu kitapları tercih edebilirsiniz. Böylece çocuğun ilgisini daha kolay çekebilirsiniz. Seçtiğiniz kitabı okurken ya da anlatırken kullanacağınız ses tonunuzla, jest ve mimiklerinizle, dinlemeyi daha da zevkli hale dönüştürebilirsiniz. Okurken ya da anlatırken ilgili resimleri parmağınızla göstermeniz, çocuğunuzun kavramları öğrenmesini de kolaylaştıracaktır. Ayrıca basit tekerlemelerin, kafiyeli kelimelerin yer aldığı kitapların okunması, çocukların kelimelerdeki anlamı tam olarak anlayamasalar bile dilin ritmini öğrenmelerini kolaylaştırır.
  • 1-3 yaş grubunda genelde belli bir konu içermeyen, daha çok nesne, varlık ve kavram tanıtıcı kitaplar seçilebilir. Bu kitaplardaki nesne resimlerinin aslına uygun renk ve şekilde olması önemlidir. Yine okuma-anlatma sırasında resimlere işaret etmek, işaret edilen resimler hakkında konuşmak çocuğun dil gelişimini destekleyecektir.
  • 3-5 yaş grubunda ise belirgin bir konusu olan, gerçekçi hikâyelerin anlatıldığı kitaplar seçilebilir. 3 yaşla birlikte çocukların hayal gücü de gelişir. Yeni edinilen bu hayal dünyası pek çok korkuyu da beraberinde getirebilir. Bu nedenle çocuklara, gerilim yaratan, korkutucu masallar, hikâyeler okumaktan kaçınılmalıdır. Okunacak masal ve hikâye açık bir dille yazılmış, kısa ve basit cümlelerden oluşmalıdır. Kitaptaki resimler de anlatılanı desteklemelidir. Okuma sonrasında resimlere bakarak çocuğun, masalı hikâyeyi anlatmasına fırsat verilmesi çocuğun dil becerilerini ve hafızasını da güçlendirecektir. Kitaptaki resim ve şekillerin ilgili yazıyla aynı sayfada yer alması ise çocuğun kitabı takip edebilmesi için önemlidir. Bu yaştaki çocukların dikkatte devamlılık süreleri henüz gelişmekte olduğundan okunacak kitaplar kısa sürede bitmeli ve anlaşılır olmalıdır. Ayrıca okuma sırasında yazıların parmakla soldan sağa takip edilmesi, sayfaların çevrilmesi de çocuğun okumayla ilgili temel kavramları öğrenmesinde etkili olacaktır. Böylece ilkokul yaşantısında karşılaşacağı okuma-yazma çalışmalarında yazma ve okumanın soldan sağa olacağına yönelik bir farkındalık kazanacaktır.
  • 5-8 yaş grubunda doğa, hayvan ve diğer çocukları da içine alan kısa ve bol resimli masal hikâye okumak keyif verecektir. Kelime, kavram, dil ve anlatım yönünden gelişmiş, çocuğun anlamını bildiği kelimelerden oluşan kitaplar seçilebilir. Ancak yine de yeni birkaç sözcük olması çocukların kelime dağarcığının gelişip zenginleşmesini sağlayacaktır. Masalın hikâyenin konusu ciddi ya da gülünç olabilir ama mutlaka bir ana fikri olmalıdır. Okumayı yeni öğrenen çocuklar için 20 sayfayı geçmeyen ve 16 puntolu harflerle yazılmış kitaplar tercih edilebilir. 7-8 yaşlarında ise yazı puntoları küçülürken yaşla birlikte kitap sayfa sayısı da artırılmalıdır. Satır aralarının, 1,5 olması çocuğun kitabı kolay takip edebilmesi için daha uygundur. Seçilen kitapların cümlelerindeki sözcük sayısının 6’yı geçmemesi de bu yaş grubunun okuduğunu anlayabilmesi açısından önemlidir.
  • 8-12 yaş grubunda konusu doğa, insan yaşamı olan, seyahat, serüven olan masallar ya da hikâyeler çocukların ilgisini çekecektir. Yine bu yaş grubunda, giderek mizahtan hoşlanma ve çizgi roman okuma da başlar. 9-10 yaşlarında cinsiyet farklılığının belirginleşmesi, erkeklerin kahramanlık, macera, bilim ve buluşlara; kızların ise daha çok günlük yaşamı içeren konulara ilgi duymasına neden olur.

Masal ve hikâyeler sayısız yararlarının ötesinde, çocuklarınızla keyifli zaman geçirebilmenize olanak sağlayan, onların dünyasına dokunabildiğiniz, yaşamları boyunca hatırlayacakları özel çocukluk anıları olarak kalacaktır.

Genel olarak dikkat edilebilecek noktalar:

  • Kitap okumak için çocuğun sakin, dinlemeye açık ve hevesli olduğu zamanları tercih edebilirsiniz.
  • Bilişsel ve duygusal gelişimine uygun kitapların seçilmesine dikkat edebilirsiniz.
  • Okuma sırasında ses tonunuzu, jest ve mimiklerinizi etkili bir şekilde kullanabilirsiniz.
  • Okunan-anlatılan masal veya hikâyenin çocuğunuzun da aktif katılımını sağlayarak resimlerle ilgili fikirlerini belirtmesine olanak sağlayabilirsiniz.
  • Okuma bitince masal veya hikâye hakkında sohbet edebilirsiniz

Yazan:
Elmas Özmen
Eğitim Uzmanı

Sevcan Ayaş Köksal
Uzman Psikolojik Danışman