İki Ucu Keskin Bıçak: Mükemmeliyetçilik

Bu sayıda yer alan “Mükemmeliyetçilik” kavramı psikoloji literatüründe pek çok teorisyen tarafından farklı teori ve bakış açılarıyla ele alınmıştır. Bu yazı, bilişsel bakış açısıyla ele alınmış birkaç makale derlenerek hazırlanmıştır. Birçok zararlı davranış örüntüleri ve duygu durumları, mükemmeliyetçi eğilimlere dayanmaktadır. Kognitif bir teorisyen olan Beck’e göre, mükemmeliyetçiler, kendilerine biçtikleri ulaşılması güç kusursuzluk standardına erişemediklerinde, çevrelerindeki kişiler tarafından reddedilecekleri endişesi taşırlar. Bu durum, onların ilişkilerine huzursuzluk olarak yansıyacak ve anlamlı sosyal ilişkilerden kaçınma ve eleştirilere karşı aşırı hassasiyet gösterme gibi sonuçları da beraberinde getirecektir.

Çevrelerinde yer alan insanların kendileriyle bu sebeplerle ilişki kurmayı tercih etmemelerini, mükemmeliyetçiler değersizliklerinin bir işareti olarak algılayarak kendilerini bir kısır döngünün içerisine hapsederler. Bu döngü içerisinde gösterilen performans, mükemmeliyetçi hedefler ve kendilerinden gerçek dışı beklentiler arasında göze çarpan boşluğun yanı sıra, kişiler arası ilişkilerindeki zayıflık; bu yapıya sahip kişilerde depresyon ve özgüven eksikliğine yol açacaktır.

Mükemmeliyetçiliği Tanımak

Mükemmeliyetçi yapıya sahip kişiler kendilerine davranışları ile zarar verdiklerinin genellikle farkında değildirler. Mükemmel olmanın başarı, kabul, sevilme ve doyum getireceği düşüncesini taşısalar da sıklıkla bu durumun tam tersi gerçekleşir. Başarılı olsalar da kullandıkları metotlar ihtiyaç duydukları sevgi ve kabulden mahrum kalmalarına neden olabilir.

Mükemmeliyetçi kişiler, hiçbir zaman hata yapmamaları gerektiğini ve her zaman en yüksek performansı sergilemeleri gerektiğini düşünürler. Başarılı olabilmek için uygun yöntemler kullanan kişiler ise, yüksek standartlara erişmeye çalışmaktan zevk alırlar. Mükemmeliyetçi kişiler, kendilerinden şüphe duyarak, onaylanmama, reddedilme ve alay edilme korkularını taşırlar. Sağlıklı baş etme stratejileri kullanan kişiler kontrolü kendi ellerinde tutarken, mükemmeliyetçi kişiler kendilerini bu durumun içinde sürüklenir halde bulurlar.

Bir bireyin mükemmeliyetçi bir yapısı olup olmadığını anlamak için bu sorunla ilgili farkındalık kazanması önemli bir adımdır. Yüksek standartlara sahip olmayı istemek kendi başına bir problem değildir ama eksiksiz olmak konusunda kişinin kendinden beklentisinin çok yüksek olduğu durumlar, okul ve iş yaşantısını, kişiler arası ilişkilerin sürdürülmesini ve yaşamdan keyif almayı zorlaştırabilir.

Bir kişi mükemmeliyetçilik konusunda güçlük yaşayıp yaşamadığını anlamak için kendine şu soruları sorabilir:

  • Kendi standartlarıma erişmek konusunda zorluk yaşıyor muyum?
  • Standartlarıma ulaşmaya çalışırken kendimi yorgun, kaygılı, depresif ya da kızgın hissediyor muyum?
  • Kendime koyduğum standartlar, dışarıdan yüksek standartlar olarak mı algılanıyor?
  • Koyduğum bu standartlar, bir işi sonlandırmak, başkalarına güvenmek, doğal olmak konusunda beni engelliyor mu?

Eğer kişi bu sorulara genellikle “evet” diye cevap veriyorsa, bu konuyu ciddiye alması iyi bir fikir olabilir. Bu doğrultuda mükemmeliyetçilik kişinin ne hissettiğini, ne düşündüğünü ve nasıl davrandığını etkileyebilecek bir sorun olarak tanımlanabilir.

Mükemmeliyetçiliğin beraberinde getirdiği duygular:

Kişinin çok fazla zaman ve çaba harcıyor olmasına rağmen, kendini sürekli yetersiz olduğu düşüncesiyle eleştiriyor olması, kaygısının artmasına ardından engellenmiş ve depresif hatta öfkeli hissetmesine yol açabilir.

Mükemmeliyetçi Düşünme Biçimleri:

  • Siyah ya da Beyaz Düşünce Tarzı: “Mükemmel olmayan her kişi başarısızdır.”, “Eğer başkalarından yardım istemek zorunda kalırsam ben güçsüzüm demektir.”
  • Felaket Senaryoları Kurma: “Birlikte çalıştığım kişilerin önünde herhangi bir hata yaparsam bu aşağılanmaya dayanamam.”, “Birinin benimle ilgili herhangi bir konuda rahatsızlık duymasını kaldıramam.”
  • Olasılıkları Abartma: “Yapacağım sunum için bütün gece hazırlanmış olsam da biliyorum ki kötü geçecek.”, “Hasta olduğumda işe gidemezsem patronum benim tembel olduğumu düşünecek.”
  • “-meli, -malı Düşünme Biçimi”: “Hiçbir zaman hata yapmamalıyım.”, “Hiçbir zaman kaygılı ya da gergin görünmemeliyim.”, “Bir problem gerçekleşmeden önce onu öngörebilmeliyim.”

Mükemmelliyetçi Davranış Biçimleri:

  • Sürekli ertelemek, görevleri sonlandırmada güçlük çekmek, çabuk pes etmek.
  • Fazla tedbirli ve titiz davranmak. Örneğin; başkaları için 20 dakika alabilecek bir iş için 3 saat harcamak.
  • Aşırı kontrol etme ihtiyacı. Örneğin; yöneticisine göndereceği bir e-postayı imla hatası olabilir düşüncesi ile kontrol ederken uzun vakit kaybetmek.
  • Yapılan bir çalışmayı daha mükemmel hale getirmek için yeniden düzenleme ihtiyacı duymak. Örneğin; bir ödevin kusursuz olabilmesi için tekrar tekrar yazmak ve kontrol etmek.
  • Yapılacak işle ilgili olarak her zaman çok detaylı bir planlama yapma ihtiyacı duymak.
  • Küçük detaylara takılmak.
  • Yenilikleri denemekten ve hata yapma riskinden kaçınmak.

Mükemmeliyetçi Tutum

  • Gerçekçi olmayan ve ulaşılamayacak hedefler koyar.
  • Mükemmel olmayan bir kişi, iş ya da durum kişiyi doyuma ulaştırmaz.
  • Hayal kırıklığı ve başarısızlık deneyimlediğinde hızlı bir çökkünlük yaşar.
  • Onaylanmama ve başarısızlık korkusu ile enerjisini yitirir.
  • Hatalarını, değersizliğinin bir kanıtı olarak görür.
  • Eleştirildiğinde fazla savunmacı davranır.

Sağlıklı Tutum

  • Ulaşılabilecek yüksek hedefler koyar.
  • Sonuçtan olduğu kadar süreçten de keyif alır.
  • Hayal kırıklığı ve başarısızlık deneyimlerinden kolayca sıyrılır.
  • Başarısızlık ve onaylanmama korkusunu ve kaygısını normal sınırlar içerisinde yaşar.
  • Hatalarını gelişme ve öğrenme için bir fırsat olarak görür.
  • Yapıcı eleştirilere olumlu karşılık verir.

Mitler ve Gerçekler

Bazı zamanlarda sağlıklı başarma isteğini, sağlıklı olmayan mükemmeliyetçi tutumdan ayırmak zor olabilir. Başka alanlarda olduğu gibi mükemmeliyetçilik ile ilgili mitler ve yerleşik kanıların varlığı bu ayrımın yapılmasını güçleştirir. Bu durum kişinin yaşamını zorlaştırabilir.

  • MİT:

Kişi mükemmeliyetçi olmasaydı, bugünkü başarısını elde edemezdi.

  • GERÇEKLİK:

Mükemmeliyetçilik başarı ya da doyum sağlamaz. Kişiler, başarılı olsalar da, bu başarıyı mükemmeliyetçi tutumları sayesinde değil, bu tutumlarının oluşturduğu güçlüğe rağmen elde ettiklerini fark etmezler.

Mükemmeliyetçi olanların, olmayanlara göre daha başarılı olduğuna dair bir kanıt yoktur. Bulgular benzer yetenek, beceri ve entelektüel kapasiteye sahip kişilerden mükemmeliyetçi olanların olmayanlara göre daha başarısız olduğu yönündedir.

  • MİT:

Mükemmeliyetçi kişiler; işlerini doğru şekilde yaparlar, doğru şekilde sonlandırırlar.

  • GERÇEKLİK:

Mükemmeliyetçi kişiler; erteleme, zamanında yetiştirememe ve düşük üretkenlik gibi problemler yaşarlar.

Uzmanlar, mükemmeliyetçi kişilerin “Ya hep ya hiç” şeklinde düşündüklerini saptamışlardır. Bu kişiler için ortası yoktur; olayları ve deneyimleri, iyi ya da kötü, kusurlu ya da kusursuz olarak değerlendirebilirler. Bu değerlendirme biçimi genellikle erteleme davranışı ile sonuçlanır; çünkü eksiksiz, kusursuz olanın hedeflenmesi küçük bir iş söz konusu olduğunda bile korkutucu bir baskı yaratır. Mükemmeliyetçi kişiler her seferinde hatasız bir ürün ya da eksiksiz bir performans ortaya koyulması gerektiğine inanırlar. Eğer bir iş mükemmel şekilde sonlandırılamayacaksa, yapmaya değer değildir. Bu tarz inanışlar arzu edilmeyen sonuçlara yol açacaktır. Örneğin bu özellikte bir öğrenci ödevinin mükemmel olduğuna inanmadığı için ya da çok ince detaylar üzerinde oyalandığı için, ödev teslim tarihini kaçırabilir.

  • MİT:

Mükemmeliyetçiler, başarıya giden yolda karşılaşacakları tüm engelleri aşmaya kararlıdırlar.

  • GERÇEKLİK:

Mükemmeliyetçiler “Yapacağım iş mükemmel olana kadar devam edeceğim.” diye yola çıksalar da ilerleyememe, depresyon, performans kaygısı, sosyal kaygı gibi güçlüklere karşı daha savunmasızdırlar.

Sürece değil sonuca odaklı olmak, mükemmeliyetçi kişilerin üretken ve başarılı olmasını zorlaştıran içsel bir engel olarak karşılarına çıkar. Zorlanmadan kaynaklanan kaygılar, kişinin ortaya koyduğu tüm çabayı ve çalışmayı sabote edebilir.

  • MİT:

Mükemmeliyetçilerin tek amacı, yapabildiklerin en iyisini yapmak ve çevrelerindeki kişileri memnun etmektir.

  • GERÇEKLİK:

Aslında mükemmeliyetçi eğilimler kişinin sevilme, onaylanma ve kabul görme ihtiyacından doğar.

Bu yapıdaki kişiler yetersizlik hisleri nedeniyle kendileri ile o kadar meşguldürler ki, çevrelerindeki kişilerin ihtiyaç ve beklentilerini fark edemezler. Tekrarlayan davranışları, yakınları tarafından eleştirilse de kişiler bu davranışları sürdürürler. Bu nedenle ilişkileri daha da karmaşık hale gelir.

Mükemmeliyetçi yapıda olmayan başarılı kişiler ise tıpkı mükemmeliyetçi kişiler gibi iyisini yapmayı ve başarmayı isterler ama hata yapmak ya da risk almaktan da kaçınmazlar. Hataları ve başarısızlıkları insan olmanın bir parçası olarak görürler.

Mükemmeliyetçilikle Nasıl Baş Edebiliriz?

Mükemmeliyetçi kişilik yapısıyla baş etmek kişinin kendi ruhsal dünyasına bakmasını gündeme getireceği için zorlayıcı olabilir. Bu zorlukla baş etmenin bazı yolları vardır:

  1. Mükemmel olma durumunun avantaj ve dezavantajlarının üzerine düşünmek,

Mükemmeliyetçilik kişiye faydadan daha çok, bu durumun bir bedeli olarak yıpranmayı getirecektir. Bunlar üzerine düşünerek kişi kendini yaşayabileceği ruhsal sorunlardan koruyabilir.

  1. “Ya hep ya hiç” tarzı eleştirel düşünceler konusunda ve diğer kişilerle olan ilişkilere yansımaları hakkında farkındalık kazanmak,

“Acaba benim ortaya koyduğum performans gerçekten hissettiğim ve düşündüğüm kadar kötü mü?”, “Diğer insanlar bunu nasıl görüyor?” gibi sorular sormak bu farkındalığı kazanmaya yardımcı olur.

  1. Yapılabilecekler konusunda gerçekçi bir bakış açısı edinmek,

Eğer gerçekçi hedefler koyulabilirse, kusursuz olmayan ürünlerin beklenen ve korkulan davranışlarla sonuçlanmayabileceği gerçeğini göz önünde bulundurmak kolaylaşır. Gerçeklikten uzak hedefler koyulduğunda ise buna ulaşmak güç olacağından, kişi süreç içerisinde o işi gerçekleştirmekten duyacağı doyumu kaçırabilir.

  1. Başlanacak her iş için net zamanlar çizmek. Tamamlandığında diğer bir aktiviteye geçmek, ilerlemeye devam etmek,

Bu yöntem mükemmeliyetçiliğin önemli sonuçlarından biri olan erteleme davranışı ile baş etmek için iyi bir yol olarak önerilebilir. Eğer iyi bir zaman planlaması yapılırsa erteleme davranışı ile baş etmek ve çalışmayı beklenen şekilde sona erdirmek mümkün olacaktır.

  1. Eleştirilerle nasıl baş edilebileceğini öğrenmek,

Mükemmeliyetçi kişiler her türlü eleştiriyi kişisel bir saldırı olarak algılama eğiliminde olabilirler. Kişinin kendisi ve yapılan eleştiriler konusunda objektif olmaya odaklanması önemlidir. Bir kişi, herhangi bir konuda eleştiride bulunduğunda, öncelikle bu eleştiriyi duyabilmek, anlayabilmek ve ardından her insanın hata yapma hakkına sahip olduğunu hatırlayarak bunu ifade edebilmek baş etmeyi kolaylaştırır.

Güney Hindistan’da Maymun Kapanı

Mükemmeliyetçilerin karakteristik özelliklerinden biri de “Değer yargılarındaki katılıktır”. Sahip oldukları fikirlerden uzaklaşmada,
tersine göstergeler olmasına rağmen güçlük yaşarlar. Robert Pirsig’in “Zen ve Motorsiklet Bakım Sanatı” adlı kitabında yer alan ve değer yargılarındaki katılığa gönderme yapan bir fablı sizinle paylaşmak isteriz.

“Güney Hint maymun kapanı, köylüler tarafından maymunların yakalanması için kullanılan bir araçtır. Bu kapan, içi pirinçle dolu hindistan cevizinin bir çubuğa takılması ile kurulur. Maymunların, içerideki pirinçleri hindistan cevizinin kabuğunda açılmış bir delikten görmeleri sağlanır. Bu delik maymunun elini hindistan cevizinin içine sokup pirinci avuçlaması için yeterince büyük, ancak içi pirinç dolu avucunun dışarı çıkmasına izin vermeyecek kadar da küçüktür.

Maymun, pirince ulaşacak olmanın heyecanıyla elini içeri uzatır ve bir anda kapana kısılır. Onu kapana kıstırmış olanın yumruk halindeki kendi avcu ve pirinç için olan arzusu olduğunun farkında değildir. Pirinci değerli bulduğu için bırakamaz ve bu yüzden kendi özgürlüğünden vazgeçer. Bu şekilde köylüler maymunu kolayca yakalar.”

Mükemmeliyetçilerin de, kendi değer yargıları ile ilgili tekrar düşünerek, bu kapana kısılmış kalma halini devam ettirmek yerine, o değerlerin içerisinde kendilerine daha özgür bir alan tanımak konusunda bir karara varmaları, sağlıklı bir başlangıç noktası olacaktır.

Çeviri:
Funda Tezer
Uzman Psikolojik Danışman

Ceni Palti
Uzman Psikolojik Danışman